Yıllarını unuttum görmeyeli ben seni
Unuttum ses tonunu,duymayalı sesini
Gözlerime hep bakan yosun rengi gözünü
Unutmuştum sacını, buğday renkli tenini

Birgün kahve falımı sana niyet açtırdım
Hiç olmazsa rüyamda birkez göreym diye
O gece seni anıp yatağıma uzandım
İlerleyen saatte derin uykuya daldım

Bahçeler arasında uzayan toprak yolda
Üzerinde bir kazak pantolon bacağında
Saçlarınsa salınık, boyalar dudağında
Bana doğru gelirdin gülen o yanağınla

Yanıma geldiğinde merhaba dedim sana
Sadece gülümsedin birşey demedin bana
Gülüşünden cesaret alarak elini tutum
Açılmış göbeğini, kazağı çekip örttüm.

Yoldan geçen bir kadın durumu yadırgadı
Kadının tutumuna hiç mi hiç aldırmadı
Hemen koluna girip oradan uzaklaştık
Yürüdük bahçelerde inan hiç konuşmadık.

Neden sonra kolumdan çıkıp gitmek istedin
Madem beni getirdin ne söylemek isterdin
Ne olur içini dök söyle düşündüğünü
Dediki bulamazsın böyle uygun bir günü.

Yıllar sonra seninle yeniden karşılaştım
Kan ağlayan kalbime yeni yaralar açtın
Geçen bunca yıllardakalbime hep taş bastım
Seni bulmuşken şimdi bırakırmıyım sandın.

Sen benim ilk göz ağrım ve de gonca gülümsün
Kalbimi delen güzel işte yosun gözlümsün
Sana olan aşkımı anlattımı sözlerim
Bırakıpta gidersen görmez olur gözlerim.

Diyerek kendisini teselliye çalıştım
Gözlerim dolu dolu koşarak kucaklaştım
sözlerimden gerçeği o da çoktan anladı
Sonra gözüme bakıp başın göğsüme yasladı.

Çöküverdik oraya yılların özlemiyle
Sarmaşdolaş olmuştuk bizi yakan sevgiyle
Görmüyordu gözümüz artık gelen geçeni
Unutmuştuk yılların bize çektirdiğini.


Uçuyordum sevinçten, mutlulukla dolmuştum
En sonunda aşkıma, yosun gözlüme kavuşmuştum
Derken bir sivri sinek yanağımı ısırdı
Uyandırıp uykumdan etti mutlu rüyamdan.



Hüseyin yıldız( Lemoslu Hüseyin)
söke,28 ocak 2004