4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1537
Okunma
yüreğine oturmuş her kimliksiz canavar dakikasında evrenin
son kalesidir fethedilmeyi bekliyen bir cengaver aranır
tutsak limitsizliğinde parça parça duraksız kelebektir
var olmaya uçar durur bu sebepten ellerim yüzünü kaybeder
yeryüzü boşalır akşamdır biçimsiz varlığıyla nefis insanlarının
sordum kendime kaç kez neye boyanmıştı yassıçemen
anlatması kolay değildi çamur ülkesinde cüceler gezerken
çöplükler kalmıştı krallara,yerlerde sürünüyorlardı
"hey kral,tahtın nerede?"
"mırnav aldı götürdü,satamadan getirdi"
"hey mırnav sütün bitmiş"
"mırnav süt içmez"
"neden?"
"artık öyle,artık öyle"
nehirler akar sol yanımdan,nasıl keşmekeş beni tersolayan
mersilerden bir buket yaptım,yanına istiyor seni kurbağa
taşan nehir bitimsizmiş,anladım bir kez daha
kim bilebilirdi dayanıksız olduğunu
gelmeyecekti,duyacaklardı ,öldüğüne sebepsiz ad koyacaklardı
bir sandala,papatyalar diyarı o yere doğru
evet baykuş hergün viranede ötüp durmaktan başka işin yok mu senin
evet söyle ne zaman veda edeceksin tüm güneşlerine evrenin
dolanırken vakitli,vakitsiz uzay maymunları etrafımda
"akşam yemeğini bekliyecek misin?"
senin tarafında nehir,benim tarafımda yanardağ
patladı patlayacak,hayır yüksünmüyorum
şiir yazamadım diye alnımdaki betimsiz tarihlere
hem savaşlarınıda ben kazandım,şimdi barıştan yanayım
anla ha!
otlar sarardığında,hatta balya yapıldığında sokaktan geçerken
araçlar geç kalmıştı sen uyanırken,erken erken
biliyor muydun sabah şekerlerini kime bıraktın
tamtakır televole,bu istensede izleme, bakırçarşısına bakılacaklar
en iyi orada hep bir şeylere güvenirken
neydi ey kimsesizlik özlemi damıttığın kaynağından
her yüzyılın darma duman izleri ansızın açılır
özlemini istif ettiğin konaklarda
bir bakıma anlatmıştın olduğu gibi bana,pişmanlıklar ardında
tütsü sahipsiz,sıradanlık ,yağdanlık,çaydanlık
aşağı yukarı,durmadan biteviye süren birliktelik
bir ızdırap değildi aslına bakarsan,sana bahşedilen asla!
yüzyıllara kanadın,kanadından alnını gökyüzüne vurdun
banada eyvallah,börtü böcekler ve yaşamak ağrılı bir bileşke idi
börtü böcekler sana gelmezdi,börtü böcekler bana gelirdi
paradoksa gömülerek sıradan oyununda,sonunda sinema salonlarında
arkaya kayan koltuklar 3D filimlerin
nereye kadar bu çıkarmalar,bölmeler
matematik aldı başını gitti
çoktan biliyordun, çoktan sana gülmeyen devlerin
kümeleştiğini,kamaştığını,elbet papatyalar
yine açacaktı gelecek baharda
sanki son sığınaktı sana emekleyişim
Tanrı’mız böyle istemişti
kün feyekün
Faruk tabak,10 temmuz 2010,yağmura adanmış arkaik satırlar
5.0
100% (2)