2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
931
Okunma

Elimde olsa,
tutup dişleyeceğim beynimi,
parça parça kemireceğim...
sana bırakmamak için onurumu,
tuzla buz edeceğim,
elimde olsa
biliyorum, suçsuzsun...
her suçlu gibi
masumsun sen de
kader dersin,
talih dersin,
şans dersin.
kaderimizi yazan kader mi
ne dersin?
ölümün piyangosundan, ölmemek çıkmış bize
izlemek düşmüş ölümümüzü
bir beyaz perdede,
ikimize.
en dokunaklı yerinde
unutup nefretimizi,
sarılıyoruz birbirimize...
biliyoruz,
ölümün piyangosundan, ölmemek çıkmış bize
bir kemanın telinden dökülen
kırık nağmelerde gizliyoruz
ıstıraplarımızın en soylusunu.
sen, günahkarların en beyazı,
masumların en suçlusu ben...
aynı ezgiye gözyaşı döküyoruz
bir kemanın telinden dökülen.
ne sen "git" diyebiliyorsun; ne de ben "elveda"...
kördüğüm olmuş bir rüyadayız
kâbusla rüya arası bir rüyada
ölümüze, ölümümüze gülüyoruz,
göz yaşlarımızla...
"gel" diyor Azrail, şefkatle açarak kollarını
ne sen "git" diyebiliyorsun; ne de ben "elveda"...
işte, sana sunuyorum kalbimi,
kleopatra’nın zebercet kâsesinde
köleler zebercette bulur mutluluğu
asiller elmasta...
beynimi bırakıp kafamın elmas tasında,
kölesi olduğum kalbi sunuyorum sana
kleopatra’nın zebercet kâsesinde...
aç bakışların yiyor gözlerimi
dilimi ve dudaklarımı.
korkuyor, ürperiyor zavallı beynim
bakışlarının şehvetinden.
yuvasında titreyen bir yavru kuşun
yürek burkan çığlıklarıyla titriyor yerinde.
aç bakışların yerken gözlerimi…
Elimde olsa,
tutup dişleyeceğim beynimi,
parça parça kemireceğim...
sana bırakmamak için onurumu,
tuzla buz edeceğim,
elimde olsa...
5.0
100% (1)