3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1702
Okunma
I
Ağaçlı yollarda doludizgin
Koşular vardı ellerde uçurtma
Bacaklarda uçarı taylık
Kafada duman, ağızda bulantı
Kocaman havariydi gönül
Ağızlarda kuşkonmaz
Damakları tadlandıran
Ağrısı çoktan unutulmuş gençlik
İmdada yetişir mi?
Bir çağa son mudur hazırlanan?
Çocukluk ve ilk yaza adım
En çok baharın son demi demektir
Bu son demdir, bizi ilk yaza bağlayan
Avuçiçlerinde sıkıp kurutmadan
Ufku saran güneşin
Mavisel dehlizleri
Sonra bir orman gibi bayraklaşıp
Dal dal yaprak yaprak ayaklanıp
İsyana kalkması kalplerin
İlk el tutuşu
İlk sözcük
İlk öpücük
Teklif kadar büyük
Cesaret varmıy dı şu dünyada?
Zarfsız yazısız bildiriydi
Karşı cinsten eğildiğin birine
Ya elmas ya da kömür
Ya da bilmem ne karın ağrısı
Şaka maka uzun saçlıydı hani
Yüz çizgileri daha esnek
Sesinde incelik
Bakışlarında gizli yumuşaklık...
II
İşte tutkunun zaferi
Zayıf güdülenmeler çağı
Yaşamın bağrından kopup gelen
Mıknatıs gibi çeken birşey
Bir büyü
Bir tılsım
Heyecan
İlk gençlik ilk heyelan
Doğum sonrası haklı ağlayışlara denk
Avazın çıktığı kadar bağır
Şimdi kavga etmek zamanı
Ergenin sırrında saklı
Hoyrat, harami bakışlı
Dur bilek yetmez
Sivilce dolu suratla
Bağımsız davranmaya yeltenme
Yelten giriş güvenle
Yelken aç gir koynuna
Aşk denizinde
Aşındır hırçınlıkları
Dalgalarında
Kır keskin yanlarını...
III
Büyüdükçe adam
Olduğunu anlayacaksın
Eğer büyürsen göreceksin bunları
Ama anlamazsan büyüdüğünü beyninin
Bil ki adam olmak uzaktır daha
Yetemedin yetiremeden yola girme
Yolunu çizecek kadar
Büyümüş olmayı bekle
Bu gençlik kan alır beyninden
Ayaklara can verir de ergenim
Esirger en yukardakini düşünmeyi
Yani küçük Tanrısını
Kendi evreninin...