5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1380
Okunma

Kıvrıla kıvrıla
Sinsi başını çıkarıp
Nasıl da sardı benliği.
Ağaran gün utandı
Çevirdi yüzünü,
Işık ağladı.
Bir sağa bir sola
Sallanıyor beden.
Anlamsız gülüşler,
Dudak kıvrımlarında.
Gözlerin yuvası
Arıyor kimliğini.
Yağmuru bekliyor ruh
Arınsın diye,
Yağmıyor yağmur.
Dualara çıktı insanlar,
Ellerinde çatlak kupalar
Dolar gibi yapıp
Kandırıyor elleri.
Bekliyor boş yere
Çorak toprak,
Güneşten önceki serinliği.
Rüzgar gelse
Oturup yanıma
Anlatsa gözyaşının derdini.
Gülse dağlar,
Bize yazıldı o hikaye
Ama demem, diye.
Kır çiçeğindeki çiy
Saklansa utancından,
Çıkmasa ortalığa.
Bir adım atıyor kadın,
Diğeri çıkamıyor ayağının.
Eli yüzü çamur içinde...
Duada herkes yağmur diye.
Yağsa yağmur
Aklansa dünya.
Yerlerde sürünen güller,
Ağlar neden diye.
Akgüvercinlerin kanadı
Çamura mı bulandı ne?
Hadi, n’olur yağmur
Gel artık
Karış gözyaşlarıma...
Daha ödeyecek neyim var?
Sessizliğin korkutuyor;
Bakışların, duruşun...
Uzak dur benden!
Yalnızlığım çaresiz,
Tenim ürkek.
Aysbergi kim ters çevirdi?
Neden herkes bir yana gitti?
Bu omuzlara bu yük, ağır!
Siyah, içinde mi evrenin;
Evren mi siyahın içinde?
Ruha eş ruh, nerde?
Neden eller kitlendi?
Neden gözlerin altı çökük?
Neden siyah-beyaz oldu düşler?
Kıvrıl, kıvrıl ey kurtçuk!
Gir elmanın içine,
İçin için tüket.
Çıkma dışarı,
Uzatma başını,
Yok etme yeşili-alı
Ve de sevdayı.
Hadi n’olur yağmur,
Yağ artık!
Tükendi canlar,
Bitti düşler,
Eridi umutlar,
Eğildi baş,
Büküldü diz.
Şu duvarın dibine
Çöktü canöz.
Karışır gözyaşları,
Tutuşur eller,
Yalvarır diller.
Batar güneş,
Biter gün...
2 .7. 2007
SERAP ÖZALTUN