"Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış"

Soysuz bir muhteva gizler bakışın
Tanrıya küfreden o naif nazar
Aşkın boğazına ilmek takışın
Sevda mezarını diliyle kazar
Soysuz bir muhteva gizler bakışın


Ellerini götür hüviyetimden
Yeter bu esaret bu adanmışlık
Bilmem ne istersin hürriyetimden
Niçin mem u zine bu aldanmışlık
Ellerini götür hüviyetimden


Rüya bir ölümdür gölgen kadar ak
Gürgenler altında çürüt tenini
Şimdi buza tapar boş kalan yatak
Haydi, onlara sun loş bedenini
Rüya bir ölümdür gölgen kadar ak


Davetsiz her ölüm cana üşüşür
Gözlerin şehrimi terk ettiğinde
İçteki son dirim huzmesi üşür
Cellâdın tanrınmış fark ettiğinde
Davetsiz her ölüm cana üşüşür


Ah saçların esiyor esrik ve ılgın
Serçeler göçüyor şarktan güneye
Sustur şu sesleri, kanatlar yılgın
Kapat gözlerini yürek ver neye
Ah saçların esiyor esrik ve ılgın


Rüsva et as beni darağacına
Kurt peşinden gider yaralı kuzu
Eğ kirpiklerini zül miracına
Yaralarıma bas kezzabı tuzu
Rüsva et as beni darağacına


Yaprak ne anlasın, dalın hüznünü
Çıtırtısız sakin yol bulur gider
Ah talep etmedin gidiş iznini
Sandın ki bu masal geceden biter
Yaprak ne anlasın dalın hüznünü


Aynayı kırsan da kırılmıyor yüz
Fikrinde aslolan, intiharındır
Aksimden yansıyan her cinnet öksüz
Doğdum sandığın an sonbaharındır
Aynayı kırsan da kırılmıyor yüz


Neden titriyor velur parmakların
Ağu içtim aşkın kafatasından
Ruhuma saplansın kör tırnakların
Kanat yüreğimi tam ortasından
Neden titriyor velur parmakların


Mevsim haziransa yenil eleme
Zuhur aşk elinden sevda taşkını
Dem içre sunalım cümle âleme
Katille maktulün sayrı aşkını
Mevsim haziransa yenil eleme


Aydınlığa söndüm her yer karanlık
Ruhu tutuşturan bu ateş de ne
Yaşamak eziyet vazgeçmek anlık
Her façan imzadır fahiş bedene
Aydınlığa söndüm her yer karanlık


Zahirdir gözlerin ötenazime
Ah dudaklarında zulüm nam saçar
Bir taşla veda et senli mazime
“Zambaklar en ıssız yerlerde açar”
Zahirdir gözlerin ötenazime

haziranikibinon / ankara

©aysegulguncan