1
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1543
Okunma
gül bahçesi gözlerine dokunmadan hiç olan bakışlarım
sözlerine tutunmadan düş kalan çıkışlarım var
hani ebedi susmayacak gençliğin beklentilerini susturduğumuz anlar gibi
soluksuz çıkılan rampaların ardında bekliyordu bizi leylekler
çocuğumuza kalem gebeydi, gebeydi işveler
ve kesimleri yapılırken parça başı aşkların
hiç kertik atılmamış umutlar gibi türedik
çekirge sürüsü kıvamında özlemlerin üstüne
kemirdik, kemirdik, kemirilmedik
sade ve orantısız cümlelerimizden bir kaçının hecesi devrildi
devrildi ne varsa etrafımızda
devrildik
devrimdik
hiç bir ülke adına.............
ve nicedir
sahiplenilmemiş bir oğlan gibi ortalarda dolanan samimiyetin tuttuk elinden
dün niyetine,yarın ehliyetiyle
dikilen sütunları görmezden gelen pos bıyıklı bulaşık süngerlerinin üzerine çakarken çakmağı
sus pus olmuş otoritelerin kimsesizliğine üzüldük
sevgi korkudan doğmamalı diyerek
açtık bir zamanlar indirilmiş pankartları
yürü be biga’lı
yürü sen kandıra’lı
sende yürü ayşe teyze
yollarda değil üstelik
tahtına otur gönüllerin, tak vefanın tacını
bakma sen onlarsızlıklara
sazlıklarda gizlenen mıkır gibi çarparken yürekleri
enselerine dayanan altıpatların sesini nerden duysunlar
ve nicedir
unutulmuşluğundan dudakları bükülmüş cesaretin öptük yollarını
sistematik değildik
tek başımızaydık be, tek
serüven arayan muhabirler gibi baktık etrafa
önü açık, arkası açık, sağı solu açıklara değil ama
eli us/ta, ayağı pusta, yarısı sınırda olanlara
şehre inmiş dağların, dere sesini kirleten muştuya
gül bahçesi gözlerini düşünürken, ruhumun odağına değen kurşuna
karafatmaların özgürce koşamamalarına taktık işte
yâr bu gidişle doğacak çocuğumuza bırakacağımız kara yaslı bir kaç düşünce
bir ibrik dolusu ılık su
ister içsin, ister vaktini beklesin huzurun
susuzluğun böylesi dostlar başına elbet
kuraklık değil ki bu!
kar tutuştuğunda haberimiz olacak yangının kulak memesindeki öpülme
yâr tutuştuğunda izin belgesini onaylatarak sevişme
yol üstü maceralarına ayak uyduran zamane bilseydi gizemi
sığınak aramaz mıydı bu düşe.......
gizemin derdini soran olmayacak bu gidişle
serüven arayan muhabirler gibi bakarken etrafa
hayran kaldık pantolonunu sevdayla yamayan adama
yamalı kalbini unutup
hayret,
uzaklarda kalan gül bahçesinden kokular geliyor hala
sözlerine tutunup çıkıyorum yukarılara.....
sevinç çığlığım yarıyor kara bulutları
yağmur geliyor yâr
habercisi rüzgar getiriyor kokuları
yürü be
önde yağmur
ardından ayşe, fatma, muallâ
hatta ahmet, mehmet ve rıza
asla yalnız kalmayacağız galiba...
ali aydoğdu
mıkır....... küçük cins yaban ördeği (yöresel ismi)
Ali Aydoğdu