4
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2367
Okunma
Sonbaharı Olmayan Şehirden
Sonbaharı kendinden kaçırıp
Hüznü iliklerime kadar işleten Şehir...
Bu şehirden duyduğum her ses,
Hüzün sesinden başka bir ses değil Zelal...
Sırılsıklam sokaklardan geçerken
Bu şehri terk etmenin,
Ne de fiyakalı olacağını düşünmemden olsa gerek
Hayattan son bir nefes alıp gidesim var epeydir...
İşte bu zamanlarda küçük zaman yolculukları yapıyor hafızam,
Sen geliyorsun aklıma.
Bilmiyorum ama Zelal ben unutulmamışlığını hatırlarken,
Sen unutulmuşluğuna yüz tutan hafızanla nasılsın...
Gizlice taşıdığım isminden, kurtulduğumu sandığım zamanlarda
Ömür boyu isminin ağırlığını hissettim
Tenimde
Bedenimde
Ve her zerremde...
Senin gözlerinde merhametsiz çakmaya uğraşan bir şimşeği
Benim gözlerimdeyse yağmaya meyilli bir yağmuru gördüm hep Zelal...
...
Düşlerim aklıma geliyor arada
Yitirilmeyen
Ambalajı olmadığı halde
Bozulup bir kenara atılmayan düşler Zelal...
Kaldığı yerden çaresizce devam etse de
Bir romanın en heyecanlı yerinde saklıyorum
Tüm hayal ürünü gerçekleri
Ve ifşa ediyorum tüm gizleri
Unutulmuşluğumu
Sevilmemişliğimi...
...
Şimdi birazdan saat sabahı gösterecek
Yıldızlar birer birer sönecek
Durup son kez sessizliği dinlerken
Tek düşündüğüm
Dilinden dökülen kelimelerin verdiği mutluluğu
Hangi ölümlü verebilir acaba ZELAL...
Recep Güneş (yitik hatira) 29/05/2010
5.0
100% (5)