Kızgın çöllerden geçip
Azgın, asi müstekbirler yanından,
Tekbir Allah diyen kullarına göç:
Hicret.

Nasıl kazanırız bu payeyi
Bilal gibi Allah bir diyerek
İnleyen bir gönül olur mu bizde.
Ammar bin Yasirle beraber
Mekke’nin güneşi altında kavrulmaya
Daha çok mu?
Günahlarımızı bu dünya da
Yakacak ateş nerde.

Her gün, her an
Dört bir yandan
Küçük büyük günahlarını sererken dünya
En yakın bildiğin
Gülerek zerk eder zehri.
Nasıl çıkılır,
Günaha davet eden yerden
Hicret önce kendi
Günahkar nefsinden
Geçmek değil mi?

Hak etmek için Medineyi
Kaç uzun uykusuz gece gerekir.
Hiç kalktın mı gece niyaza
Ağır ağır okundun mu?
Kur’anı Kerim’i.
Ayet ayet sindi mi içine
Aslı hayat olan İslam ilmi.

Nasıl hafifler ve yükselirsin
Eğer hep aynı
Kendimizi bilmez yerdeysek
Hicret günaha, hicret yokluğaysa
Medine çok uzak belde
Belki hiç gidilmeyecek.

Toplanıp gitmeli burdan
Karanlıkları onların olsun
Önümüzde aydınlatan nur
Kur’an ve Resül
Bak capcanlı bir hayat çağırıyor
Veda tepelerinden.

Hicret,
Tüm kötülük damarlarını kesip
İyi olan Sıratı Müstakime bağlamak kendini.
Yaşamak,
Müslümancaysa eğer
Her gittiğin Medine,
Medine kadar kutsal yer.

(Mayıs 2010 İstanbul)