Yaratılış gayesin, nereden geldiğini
Kendi kendini bilen, bir gençlik bekliyoruz.
Kulu; kula kul eden, …izmlerden değil de
Gücünü Hakk’tan alan, bir gençlik bekliyoruz.

İlmin neşteri ile, cehlin kefenin biçen
Bilime âşık olup, aşkla kendinden geçen
Heybesi sevgi yüklü, şefkât, merhamet saçan
Kalbi îmanla dolan, bir gençlik bekliyoruz.

Göm gönül mezarına, sırrını verme ele
Ne dilersen dile de, bir tek Rabb’inden dile
Muhabbetullah ile, seher vakti naz ile
Hakk’ın kapısın çalan, bir gençlik bekliyoruz.

Elbette huzur bulur, dâima Allah diyen
Daha yaşarken ölür, ölmeden kefen giyen
Adını duyduğunda, dudakları titreyen
Zâlime korku salan, bir gençlik bekliyoruz.

Yakışır mı mümine, kitap/sünneti atıp?
Yaşamak isteyen var, bidat, hurâfe katıp
Soğuk, sıcak demeden, huşû, hudû gözetip
Günde beş vaktin kılan, bir gençlik bekliyoruz.

Gerekirse bir canı, verelim Allah için
Boşa aktı nice kan, şan için, yallah için
Gayrı için değil de, sâdece Lillâ için
Herhalde şehit olan, bir gençlik bekliyoruz.

Vuslat acısı ile, sînesin dağlasa da
Yüreğine taş basıp, karalar bağlasa da
Fıtratın gereği bu, doğarken ağlasa da
Ölürken dahi gülen, bir gençlik bekliyoruz.

Hak, hukûku gözet ki, kesilmesin gür sesin
Nerden, niçin, geldin sen, düşün bir kez sen nesin?
Garibin, gurabânın, öksüz, yetim herkesin
Mazlum gözyaşın silen, bir gençlik bekliyoruz…

09/05/’10
Hanifi KARA