2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
865
Okunma
Kuru yapraklar arasından
Mavi yapraklarıyla el sallayan çiçek:
Selam sana...
Tertemiz bir eğiliş ki duruşunda
Yansır ben içeri;
Şükürler olsun ki varım.
Yanı başında kıvrık kıvrık
Kuru bir sürü yaprak.
Gör bunları küçük çiçek
Eğil ve kokla
Bir zaman sonra
Sen ve ben
Düşüceğiz toprağa...
Korkma,
Senin cüssen kadar yükün
Bir mevsimlik can
Belkide ondan da yakın.
Peki insan olan neyi yüklenir
Nedir ağır olan yükü.
Bunca yaratılan içinde
Ona bu kadar ağır olan neydi.
Kainat insanlık için var.
İnsan Allah’ı bilmek için yaratılan.
Allah’ı bilmek nedir?
Bunu bilir misin?
Bilirsin tabi;
Boynun ondan eğri,
İsyansız bir itaat içindesin.
Tüm evren gibi sen
Her şeyi bilen Hüküm sahibine
İtaat edensin.
Düşündüm,
Kim karşı gelebilir bu düzene
Kimin haddi bu.
Süphesiz haşa
Hiçkimsenin haddi değil.
Firavunlara bak,
Koca piramitlerinin her taşını
Kendilerimi yaptılar,
Suyu, havayı kullanmadılar mı?
Firavun asıl görevinden alıkoyan neydi?
Bir çiçeğin bildiğini bilemedi.
Evet, çiçeğin başka yolu yoktu,
Öyle diyeceksin.
Ya Firavunun bir çiçekten farkı ne?
Kaç mevsim yaşar?
Yoktan var eden Rabbi değil mi?
Gördün mü her yaşamın sonu var.
Bir çiçek gibi o da öldü,
Uzun yada kısa bir ömür sürdü.
Ölüm dönüş Hakka.
Tağut Bildi Hakkı,
Fakat yalan söyledi
Bildi ve isyan etti
En büyük yalandı,
Bilebile inkarı.
Şirk karanlıkla eşmiş
Karanlığa çağırır şeytan
Çünkü,
Aydın olan tevhit
Her şeydi birlik olmak
Çiçekte, Krallık sahibi olan firavunda
İkisi de bilmeli bir olan Allah’ı.
Sözün özü ey çiçek bildim
Sen ve ben Söyleyelim
Allah’tan başka ilah yok Muhammed O’nun Kulu ve Resulüdür.
(Nisan 2010 İstanbul)