gecenin rahminde yanar yıldızların ahengi
hercai menekşe gülüşlü yosma kokulu kaldırımlar
lügat-ı esrik düz taban bakışlı haramiler
canhıraş salyangoz kabuğunda saklı duyguların senfonisi


ha bir dalga sesi yada çığırtkan bir bulutun ağlaması
yakalamak özünde ki ahengi
bin bir surat insan zannında silueti
çiz resmini insanlığın tuvaline
tınısı kırık aşk senfonisi


ninnisi tütsüdür yanık kuzunun ağıtında ki gurbet
sahile vuran dalgaların tuzu yakar açık yarayı
titrek bakış kırılması yakamoz vurunca rıhtımı
karıncalar ölü balıkları yutar


hey mavi bakışlı dev
vur kılıcını cehaletin sırtına
kamburu çıkmış dünya dönsün çarkına
yüklensin kirleri dalgaların köpüğü
doldur girdabına
vur!
Sultan Süleyman mührünü
lügat-ı çizik duyguların senfonisi


boşa çizmişti duyguları samyeli çiçeğin taç yaprağına
poyraz bozan asalet kanar duyguların piç zamanlarını


mahmur-i bir bakış yalazlanır doru atın kuyruğunda
savurduğunda sağa-sola oynar sazın teli mızrabından
sünnet oğlan gibi yalpalanır gerçekler
anlayana sivrisinek zaten olur saz


ve
bir sübyan kol gezer tabiat ananın kravatlı boynunda
mahrem duygular şahlanır kedi tırnağının kovuğunda
el ver kara nehirler akrebin nen saati
tut ellerinden çıyanın kerrat vakti
gün bitti…