3
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1875
Okunma

Rüzgârların nazını söküp aldık ellerimizle
Yıldızlı gündüzlere yalancı şahitlik ettik
Göz göze geldik cennetten cehenneme
Ama senin haberin olmadı
Ay’ı ikiye böldük gündüzle gecenin sınırında
Günahı icat edenle omuzlaştık Gomorra’da
Sevdalı seyyahların kapısına vurup kaçtık
Ama senin haberin olmadı
Tufandan tufana ayak izlerimizi bıraktık gümüşten
Şeytanla dalga geçtik, zincire vurduk Alamut’ta
Kralların taçlarını eritip kalplerimize kefen diktik
Ama senin haberin olmadı
Gül ile bülbülün hikâyesini sildik tarihten kanımızla
Bizim destanımızı yazdık faniden bakiye tek nefesle
En güzel aşk şarkılarına kefil oldu mazimizin güftesi
Ama senin haberin olmadı
Hasretin acı suyu gözlerimizden akıp nehir oldu
Dağlar aramızda dururdu, biz sarılırdık birbirimize
Mukadderatın önünde dikildik korkusuzca el ele
Ama senin haberin olmadı
Aşktan helak olmuş şehirlerin yarasına tuz bastık
Gecenin rengini çalıp hile kattık sabahtan bir ton
İki ruh tek beden olduk her bir yaramazlığımızda
Ama senin haberin olmadı
Zamanın kuyruğuna teneke bağlar kahkaha atardık delice
Sönmemiş yanardağların tepesinde gazozuna tavla oynardık
Sonsuzluğun sonuna gider bakmadan geri dönerdik başa
Senin haberin olmazdı
Sen bilmezdin Sevgili
Ve ben:
Kaç kez yüreğinle buluştum ateş dalgalarında
Kaç kez üşüdüm seninle birlikte güneşin altında
Kaç kez çiğnettim cansız bedenimi ayaklarında
Ama senin haberin olmadı
16-04-2010 05.07
“Tavşan dağa âşık olmuş…”
5.0
100% (2)