7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1196
Okunma
Gerçekte çocuk ruhumun
En yalnız olduğu yerdi
Çocukluğumun geçtiği köy evinin
Ahşap banyosu
Her ses burada yankı verirdi
Büyük hamamlardaki gibi aynı
Kapısı nemden şişmiş
Tahta oturakları, yosunlu tasıyla
Bu küçük kasvetli oda
En yalnız olduğum yerdi
Işık sinsice girerdi küçük tel pencereden
Ve yakalardı ateşte kaynatılmış azıcık suyun
Kül rengi kederli buharını
Ne kadarda sessizdi oysa
Günün diğer anlarında
Hey çocuk
Bir an önce yıkan ve kaç
Bu korkunç odadan defol
Zihnimde hep huzursuzluğun yeri oldu
İlk suçluluk duygumun eş anlamıydı
Ev yapımı sabunların ağır kokusu
Bir yer bu kadar ıssız olurdu
Sanki günah içindi
Hesaplaşmak için
İnsan bedenen arınsa da
Ruhen kirleniyordu
Zehirleniyordu korkularından
Hele çocukken ve üşümüşken
Yıkanmadan kaç çocuk
Gözlerini açamazdın
Yakardı acı sabun
Sanki bir el uzanıp dokunacak sanırdın
Kaç nesil üşüyüp korktu burada
Ev yapıldığından bu yana
Oraya giren tutsak olurdu
Yalnızlığın buruk haliyle
Garip olurdu orada ağlamak
Yaşamın acı yanlarıyla baş başa
Ölmüşlerinle yüz yüze
Kederler içinde çaresiz
Aciz kalınan bu yerde
Nice hıçkırıklar çınladı kim bilir
Ne gözyaşları karıştı sabunlu sulara gitti
Pis yalağın küçük girdabında
İyi melekler giremedi hiç
Bu izbe uğursuz yere
Korkmayanlar da şeytanla bir olup
Nice günahkar hayaller kurdu
Köhne duvarlarına sürüp şehvetini
Pişmanlıktan ölmek istedi sonra
Şimdi sayısız renkli fayanslar
Duvarda rölyefler içindeyim
Yaldızlı banyolarda
Buğulanmış aynalar arasında yıkanıyorum
Mücevher armatürlerden akan
Sıcak suyun hiç tükenmeyeceğini bilerek
Ak küvetli banyolarda üşümeden
Tuhaf bir israf ve rehavet içinde
Sıcaktan bunalıyorum gamsız, tasasız
Fakat hiç
Gerçeklerin öyle acımasızca
İnsanın üzerine yürüdüğü
O odadan bozma eski ev hamamını
Unutmadım
Hala korkuyorum