3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2191
Okunma
Raks ediyordu ebrulî bir düş
Geçmiş zamanların hatırı zinde
Dönüp duruyor gökte kuş
Ferdayı arıyor sesinde.
Alev gibi gözlerini çevirince üstüme
Bulutlar geçiyor şehirden
Rüzgârı yakalamak kolay
Geçince başlıyor iş derinden.
Uyandırma sözlerimi, el değdirip
Kanıyor her biri her yerinden
Masum bir ninniyi dinler gibi
Sallıyorum beşiğimi incitmeden.
Bir ses duyuyorum uzaktan uzaktan
Sarıyor içimi baharın neşesi
Eski zamanları hatırlatıyor
Solmuş gülün hazin hikayesi.
Bülbülün gördüğü düşün içindeyim
Sahil kenarına yakın seyrindeyim
Ufuk kızarıyor gözleri kan çanağı
Solgun akşamüstü elma yanağı.
Gemiler geçiyor uğramadan şehre
Hazin bir türkü gidiyor
Kapılıyorum Yusuf’un düştüğü derde
Züleyha oluyor gözleri gecede
Rakkas düşüyor ahenkli suya
Ahenk dalıyor sonsuz uykuya
Gerçek değil sanki bir rüya
Yaşıyorum dünü günde güya.
M.S./2010
KAHRAMANMARAŞ