22
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2473
Okunma
Bir sevda rüzgarına kapılmış gidiyorken
İnancını yitirmiş soluyormuş kızıl gül
Kendisini sevdaya kayıtsız adıyorken
Ne yazık ki hüzünle doluyormuş kızıl gül
Desen desen dokumuş sevgiyi yüreğine
Ulaşsaydım diyordu sevdanın ereğine
Nasıl boyun eğmez ki lütuf ve geriğine
Turna ile selamın salıyormuş kızıl gül
Ayın şavkı vururken kızıl gül’ün yüzüne
Sevgi denilen mefhum bilen için hazine
Şu kısacık ömürde gerek var mı hüzüne
Zaman zaman maziye dalıyormuş kızıl gül
Cesaretin yitirmiş tebessüm özlüyormuş
Çöle sürdüğü kays’ın yolların gözlüyormuş
Yaptıkları yüzünden vicdanı sızlıyormuş
Her gün aynı plağı çalıyormuş kızıl gül
Fakirleşen düşlerde kaysını görememiş
Öyle ki helalinden bir buse verememiş
Kays’ın yaralarını eliyle saramamış
Yaratandan sevdiğin diliyormuş kızıl gül
Bu ne haldir bu ne hal değişmiyor sende hal
Biliyorsun kays için oluyorsun sen Zühal
Sevmekten vaz geçer mi korkuya yoktur mahal
Kays’tan haber aldıkça gülüyormuş kızıl gül
Lüzumsuzum sevene yakışmaz beddua,ah
Kıymetim bil kızıl gül demeyesin sen eyvah
Bu aşkın çöllerinde bizce belli güzergah
Geçmişinden ibret,ders alıyormuş kızıl gül
Sadık Dağdeviren
Aşık Lüzumsuz
EREK: Gerçekleştirmek için tasarlanan ve erişmek istenilen şey,
amaç, gaye, maksat, hedef
MEFHUM : Kavram
5.0
100% (9)