Kimliği tarih olmuş, müstesnâ duyguların
Arkası kesilmiyor kırk yıllık uykuların




Mevsim nârin ilkbahar aylardan mart
Sefilleri oynuyor hâlâ yüreğimdeki kart
Sıfırı çok sevmiş bizim bakiye
Var mı bundan daha güzel hediye( ! )
Şölen yapmakta bağırsak ve mide…


Kuruttuğumuz yapraklara bakarak
Yanma zamanı şimdi Dil-ârâ
Dalıp dalıp uzaklara akarak
Kanma zamanı akrep ve yelkovana
Dil-ârâ, beni de götürüver yağmur yüklü bulutlara


Dil-şikâf mekânlarda ince ince solmuşum
Hüzünle yoğurmuşlar acı ile dolmuşum
Dil-ârâ ne olursun uzatıver ellerini
Dil-hırâş bir tezkireye mahkûm olmuşum


Erit tutkulu sızıları nurlu damlaların içinde
Beraberce inelim sadık toprağın yüreğine
Mâi bir umutla beslensin dîvândaki şavkımız
Tüm zerrelerimizi aydınlatsın dilbeste olan şarkımız

Dil-ârâ, dil-âzâr olmasın aşkımız…

DURSUN TİFTİK
(MART-2010 /ATAKUM)