2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
905
Okunma
Zehirli bir şehrin, kini sinmiş kaldırımlarında düşünüyor
ve huzursuz bir köpek gibi havlıyorsun, içimin bir
yerlerinde
nasıl bir bensin, bu şehrin yabancısı olmalısın sen.
Sokak aralarından topladığım sus çiçeğimsin,
sustukça kendini zifiri karanlığa gömüyorsun, elbet
hayat bir güzellik yapacak diyecek kadar umutlusun.
Düşüncelerinde menfaatsiz yaşam, dudakların, şehrin
kinini emiyor, yaşamayı çok seviyorsun, yaşam seni hiç
sevmiyor. Zamanın akışına nazar boncukları takasın var.
Bir şehir mezarlığında mezar taşı olmalısın, ismin yazıyor
kimliksiz yaşantıların içinde, üzerinde babalık hissi
yakışmış ifade,
arkanda öksüz çocuklarının bekleyişi, ağlayışı var sanki.
Yeni bir bene, doğacak bir güneşe gebesin,
bir bilinmeze salınmış, ömürsüz kelebeklere içgüdüsün,
bir önceki benin katilisin, cinayeti üstlenmesen de
o çıplak vücuda sorumluluk giydiren sensin.
Şimdi sana eski bir benden bir can versem
korkarsın, tüm savaş alanlarımı beyaz bayrakla geçtim.
sen yine de yaşamın geri kalanının pasını sil, inan ki
gelecekten bir pay düşer hissene, tüm kan uyuşmazlıklarına
inat tüm organlarımı bağışladım sana.
mutlu bir ben buluncaya kadar
ben beni doğurmaya devam edecek.