59
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
5345
Okunma


Şu karşı dağlarda hoyrat okunur
Üstünde izinsiz yatar ayrılık
Öyle okunur ki cana dokunur
Alır seni derde katar ayrılık
Bir ahu gözlüye zebûn olunca
Aklına geldikçe gözün dolunca
İçinde hicranın kemâl bulunca
Alır girdâbına yutar ayrılık
Hasretin gömlektir yakası ateş
Öyle bir ateş ki volkanlara eş
Şaşırıp dokunsa köz olur güneş
Baykuşun diliyle çatar ayrılık
Gâh Reyhanî eder gâhî de Kerem
Gâh divane eder, gâhî de verem
Beklersin beyhûde visale erem
Diyardan diyara atar ayrılık
Yâr yaram dedikçe közlenir acı
Yoldaş diye sana sözlenir acı
Anlarsın bu derdin yoktur ilacı
Mızrak gibi böğre batar ayrılık
Koyun kuzulara sual edersin
Çoban olur dağda hayâl güdersin
Bana mıdır kastın hey felek dersin
Başının üstünden tüter ayrılık
Gurbeti gösterip yola düşürür
Mecnuna benzetir çöle düşürür
Âşığa hürmetsiz kula düşürür
Anlarsın ölümden beter ayrılık
Hasret aman vermez sancı çoğalır
Yol boyu bekleyen hancı çoğalır
İhtiyar çoğalır genci çoğalır
Her birini derde satar ayrılık
Bazen bir ceylanın ürkek gözünde
Bazen bir çobanın yoksul yüzünde
Bazen bir ozanın yanık sözünde
Der;”yetti canıma yeter ayrılık
Ben gibi gözüne perde çökerse
Bülbül eyvah diye yaşı dökerse
Ecel Makberî’ye kefen dikerse
Belki belki o gün biter ayrılık
Makberî – Ahmet Akkoyun…….12/02/2010……..01:25……İst