Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
GÜLER TEKER
GÜLER TEKER

HAZRETİ ALİ

Yorum

HAZRETİ ALİ

( 8 kişi )

15

Yorum

0

Beğeni

5,0

Puan

1280

Okunma

HAZRETİ ALİ


HASRET dinmiyor,özledik her birinizi,
Mızrap tutan ellerinizi,sazlarınızın telini,
Sizi yakanları bekliyor kapıda,
Elinde Zülfikarı HAZRETİ ALİ.

GÜL goncalarıyla bezedik,yakılan bedenlerinizi,
Turna semahı ile uğurladık,siz yiğitleri
Sizi yakanları bekliyor kapıda,
Elinde Zülfikarı HAZRETİ ALİ.

TEKİN değil dediler madımak,aldık kötü haberi,
Canlarımızı yakıp,canevimizi talan edenleri,
Sizi yakanları bekliyor kapıda,
Elinde Zülfikarı HAZRETİ ALİ.





GÜLER GÜLTURAN

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (8)

5.0

100% (8)

Hazreti ali Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Hazreti ali şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
HAZRETİ ALİ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Selim Temiz
Selim Temiz, @selimtemiz
9.8.2012 15:47:43
5 puan verdi

EHL-İ BEYT NUH’UN GEMİSİDİR

İslam Tarihi nerde, kimdedir arada bul
Bulduğun gerçek olsun, üstüne örtme çul
Örtsen de saklanamaz, çünkü Allah biliyor
Her yanım İmam Ali, Yezid etmez para pul.

Bir baba için candır; eş, çocuk ile torun
Hele Peygamber için, ötmez ayrılık borun
Fâtımâ-Ali kandır, kanı Peygamber kanı
Allah’a isyan eden, Yezit en büyük sorun.

Allaha karşı gelen, belli iken tarihte
Allah için ölenler, belli iken tarihte
İnkâr eden sahabe, sonradan kâfir olur
İman edenler gibi, örnekler var tarihte.

Önemli olan sondur, sonu iyi olmalı
Son anda dahi olsa, yürek iman dolmalı
Bu yüzden kâfir oldu, yoldan çıkan Yezidler
Ehl-i Beyt Nuh Gemisi; tıklım tıklım dolmalı.














“Ehl-i Beytim Nuh’un gemisi gibidir; ona binen kurtulur; uzak duran boğulup helâk olur.” (Hâkim, Müstedrek, III, 151; Ahmed, Müsned, III, 157; Tabarânî, el-Kebîr, No:2636-2638.)
“Rabbim bana, Ehl-i Beytim içinde kim Allah’ın birliğini ve benim peygamberliğimi kabul ederse ona azap etmeyeceğini vaadetti.” (Hâkim, Müstedrek, III, 150.)
Şu hâdiseden ibret alalım:

Ashabın hafız ve ileri gelen âlimlerinden Zeyd b. Sâbit’e (r.a) binmesi için bir hayvan getirildi. Abdullah b. Abbas (r.a) hemen üzengisini tutup binmesine yardımcı olmaya çalıştı. Zeyd (r.a): “Ey Resûlullah’ın amcaoğlu, lütfen böyle yapma, üzengiyi bırak!” dedi. İbn Abbas (r.a): “Biz âlimlerimize ve büyüklerimize karşı böyle davranmakla emrolunduk” dedi. Bunun üzerine Zeyd b. Sabit (r.a): “Elini bana verir misin?” dedi ve İbn Abbas elini uzatınca onu öptü ve biz de Hz. Peygamber’in Ehl-i Beytine karşı böyle davranmakla emr olunduk” dedi. (İbn u Abdilberr, Beyâni’1-tlm, I, 127; Kandehlevî, Hayâtu’s-Sahâbe, II, 440. Son kısmı hâriç bkz: ibnu Hacer, el-lsâbe, No:2888; (Beyrut, 1995); Hâkim, Müstedrek, III, 423.)
Müfessir İbn Kesir (r.a.) demiştir ki: “Ehl-i Beyte karşı hayır tavsiyede bulunan, onlara karşı iyiliği, hürmet ve ikramı emreden kimseyi yadırgamayız. Çünkü onlar tertemiz bir zürriyetten gelmektedirler. Onlar, övünme, nesep ve itibar yönünden yeryüzündeki en şerefli hanenin evlâtlarıdır. Özellikle Hz. REsûlullah’ın şerefli sünnetine tâbi olan ve ondan hiç ayrılmayan Ehl-i Beyt, bu hürmet ve hizmete en lâyık kimselerdir. Çünkü Efendimiz (s.a.v) sahih bir hadiste: “Size iki tane hukuku ağır emanet bırakıyorum. Birisi Allah’ın Kitabı, diğeri de Ehl-i Beytimdir. Kur’an ve Ehl-i Beytim, kıyamette havzın başında bana kavuşana kadar birbirinden ayrılmayacaktır” buyurmuştur. (İbn u Kesir, Tefsir, VII, 201. (Riyad, 1997))

Müfessirlerin imamı Fahruddin er-Râzî (rah.) demiştir ki:
“Resû’lüm onlara de ki: Ben bu davetime karşılık olarak sizden bir karşılık ve ücret beklemiyorum; sadece yakınlarıma sevgi göstermenizi istiyorum” âyet-i kerimesi (Şûrâ/23) Resûlullah’ın (s.a.v) Ehl-i Beytini ve ashabını sevmenin vacip olduğunu göstermektedir. Allah Resûl’ü (s.a.v) sahih hadislerinde:

“Fatıma benden bir parçadır; onu üzen beni de üzer” (İbn u Kesir, Tefsir, VII, 201) buyurmuş, Hz. Ali’yi, Hasan ve Hüseyin’i sevdiğini belirtmiştir. Efendimizin sevdiği kimseleri sevmek, bütün ümmete vaciptir. Sonra, her namazın sonunda Hz. Peygamberin Ehl-i Beyti’ne salât ve selâm okunması, bütün ümmete emredilmiştir. Bu büyük bir makamdır; onlardan başka hiç kimseye nasip olmamıştır. Bütün bunlar gösteriyor ki, Hz. Peygamberin Ehl-i Beyti’ni sevmek vaciptir.

Bu konuda Resûlullah (s.a.v) Efendimiz buyurmuştur ki:

“Bütün muttakiler, Muhammed’in âlidir (ehl-i beytidir.)” (Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, III, 89; (No:5624); Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, X, 269.) ”Ehl-i Beyt’imden bazıları kendilerinin bana insanların en evlâsı (en sevgilisi) olduğunu düşünüyorlar. Hâlbuki durum öyle değildir. Şüphesiz benim içinizdeki dostlarım, muttakilerdir. Onlar (nesep ve yer olarak) kim olursa olsun, nerede bulunursa bulunsun, değişmez.” (Taberânî, el-Mu’cemu’s-Sağîr, no: 318, Deylemî, Müsncd, I, 287 (No:904))
Resûlullah (a.s), Muaz b. Cebel’i Yemen’e gönderirken, onunla birlikte uğurlamaya çıktı. Kendisine tavsiyelerde bulundu. Muaz (r.a) binekte, Rasûlullah (a.s) ise yerde yaya yürüyordu. Uğurlama yerine geldiklerinde Efendimiz(a.s):

“Yâ Muaz! Belki bu seneden sonra benimle burada karşılaşıp görüşemeyeceksin!” buyurdu. Resûlullah (a.s)’ın ayrılığından (ve bu işaret yollu vefat haberinden) dolayı Muaz (r.a) ağladı. Sonra Rasûlullah (a.s) geri dönüp, Medine’ye yönelerek:

“Benim için insanların en evlâsı (en yakını) her kim olursa olsun, nerede bulunursa bulunsun, muttaki olanlardır.” buyurdu.( Ahmed, Müsned, V, 235; Ali el-Muttakî, Kenz, III, 91.)
Allah Resûl’üne olan sadâkati ve sevgisi İran asıllı Selman-ı Fârisî Hz.lerini Ehl-i Beyt’in içine katmıştır. Selman (r.a) İslâm’a girişiyle ve Hendek harbindeki ince siyaseti ile bütün ashabın gönlüne girmişti. Muhacirler: “Selman bizdendir.”diye onu kendileri gibi görmüşlerdi. Ensâr ise: “Hayır, aslında Selman bizdendir.” diye ona sahip çıkmak istemişlerdi. Allah Resûl’ü (s.a.v) bizzat araya girdi ve: “Selman bizdendir; Ehl-i Beytimizdendir” (İbn u Sa’d, Tabakât, IV, 83; Muhammed eş-Şâmî; Sübülü’1-Hüdâ, IV, 365.) buyurarak, onu has dairenin içine aldı; kıyamete kadar hayırla anılacak grubun içine kattı.
İman, sevgi ve takva yolunda hizmet ile herkes bu şereften bir derece pay sahibi olabilir. Bu kapı herkese açıktır. “Allah’ın dostları ancak muttakilerdir.” (Enfal/34) âyeti nazil olunca, Hz.Resûlullah (s.a.v): “Benim dostlarım ancak muttakilerdir.” (Hâkim, Müsterdek, II, 328; İbn u Kesir, Tefsir, IV, 51) buyurarak, işin esâsının iman ve takva olduğunu belirtti.
Bir kimse, hem Allah Resûl’ünün temiz nesebine, hem de edebine vâris ve sahip olursa, o nur üstünü nur olur. Böyle olduğu için, geçmişte ve günümüzde, takva imamlığını en liyakatli şekilde temsil eden onlar olmuşlardır. Yani, irşad kutubluğu, Ehl-i Beytin şerefli mensubu ariflere nasip olmuştur. Bu, Allah Resûlü’nün (s.a.v) kıyamete kadar devam eden nübüvvetinin bir tezahürüdür. Velâyet, nübüvvet mucizesinin bir devamıdır ve bu nur en parlak şekilde o nübüvvetin sahibi Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimiz’in evlâtlarında zuhûr etmiştir ve hâlen de etmektedir.
Allahım! Bizi Ehl-i Beyt sevgisiyle yaşat ve o sevgi içinde hasret. Bizi takva ile şereflendir; rızâ ve cemâlinle sevindir. Âmîn, bi hürmeti Seyyidi ‘1-Mürselîn. Velhamdü lillahi Rabbilâlemin.


Allah Teâlâ, müminlere Resûlü’nün sevilmesini farz kıldığı gibi onun parçası olan ve kendisine inanan yakınlarının da sevilmesini, bu şekilde Peygamber’in (s.a.v) sevindirilmesini istiyor. Bir ayet-i kerimede şöyle buyrulmuştur:
“Resûl’üm onlara de ki: Ben bu davetime karşılık olarak sizden bir karşılık ve ücret beklemiyorum; sadece yakınlarıma sevgi göstermenizi istiyorum.” (Şûrâ/23)
İbn Abbas (r.a) naklediyor: Bu ayet-i kerime indiği zaman, bazıları, “Yâ Resûlallah! Sevmemiz vacip olan bu yakınlarınız kimlerdir?” diye sordular; Efendimiz (s.a.v),
“Ali, Fâtıma ve onların çocukları Hasan ile Hüseyin” buyurdu. (Tabarânî, el-Kebîr, No: 2641; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, IX, 168) Efendimiz (s.a.v), başka bir hadislerinde, onları dost edenleri kendisinin de dost edeceğini, onlara düşmanlık edenlere kendisinin de düşman olacağını beyan buyurmuştur. (Hâkim, Müstedrek, III, 149; Tabarâni, el-Kebîr, No:2619, 2620)

Resûlullah (s.a.v) Efendimiz, Ehl-i Beyt’in sevgisinin, kendisini sevmekten ileri geldiğini şöyle belirtmiştir:

“Sizi nimetleriyle rızıklandırıp gıdalandırdığı için Allah’ı seviniz. Beni Allah’ı sevdiğiniz için seviniz. Ehl-i Beyt’imi de beni sevdiğiniz için seviniz.” (Tirmizî, Menâkıb, 32; Hâkim, Müstedrek, III, 150.)
Efendimiz’in zevcesi Ümmü Seleme (r.a.) anlatıyor:

Resûlullah (s.a.v) Ali, Fâtıma, Hasan ve Hüseyin’le yemek yedi. Yemekten sonra, onları üzerindeki elbise ile sardı ve:
“Allahım! Bunlara düşman olana sen de düşman ol; bunları seveni sen de sev!” diye duâ etti. (Ebû Ya’lâ, Müsned, No:6951; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, IX, 166-167.)
Resûlullah (s.a.v) Efendimiz’in amcası Abbas (r.a) bir gün üzüntülü bir şekilde, Efendimiz’in huzuruna geldi ve:

“Yâ Resûlallah! Kureyş bizden ne istiyor; birbirleriyle karşılaşınca güler yüz gösteriyorlar, bizimle karşılaşınca yüzleri değişiyor!” diye şikâyet etti. Allah Resûl’ü (s.a.v) bu hâle çok gazaplandı; yüzü kıpkırmızı oldu. Sonra:

“Allah’a yemin ederim ki, bir kalp sizleri Allah ve Resûl’ü için sevmedikçe o kalbe iman girmiş olmaz” buyurdu ve şöyle devam etti:
“Ey insanlar! Kim amcama eziyet ederse, bana eziyet etmiş olur. Hiç şüphesiz bir kimsenin amcası babası gibidir.” (Tirmizî, Menâkıb, 28; Ahmed Müsned, I, 207.)
Resûlullah (s.a.v) Efendimiz, Hz. Ali’ye hitaben: “Yâ Ali, seni ancak mümin olanlar sever; sana ancak münafıklar buğzeder.” buyurmuştur.( Müslim, iman, 131; Tirmizî, Menâkıb, 20; Nesâî, iman, 19.)
Allah Resûl’ü (s.a.v), Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin (r.a) için, “Bunlar benim evlâdımdır; evlâdımın çocuklarıdır. Allahım! Ben onları seviyorum, sen de sev. Allahım, onları sevenleri de sev!” diye duâ etmiştir. (Tirmizî,Menâkıb, 50; Beğavî, Mesâbihu’s-Sünne, IV, 194. (No: 4829))
Büyük arif Muhyiddin b. Arabî hazretleri (k.s) demiştir ki: “Allah Resûlü (s.a.v), Allah Teâlâ’nın emriyle bizden yakınlarına muhabbet etmemizi istemiştir. (Şûrâ/23) Bundan sonra bir mümin Hz. Peygamberin (s.a.v) bu talebim kabul etmezse, yarın kıyamet gününde ona hangi yüzle bakacak ve onun şefaatini nasıl umacaktır?”
Bir sadık âşık demiştir ki: “Sevgilinin yaptığı her şey sevgilidir. Eğer senin Allah ve Resûl’ü için muhabbetin sahih ise, Hz Peygamber’in (s.a.v) Ehl-i Beyt’ini de seversin. Herkesin imanı onların muhabbeti ile ölçülür.” (İbn u Arabî, el-Futûhâtu’1-Mekkiyye, I, 29. Bölüm. (Özetle alındı))
Dedesultan
Dedesultan, @dedesultan
22.4.2010 20:57:22
yaktılar güpegündüz
gün yüzüne..
kırpık sakal
yülük bıyık yobazlar..
nursuz kara, karanlık yüzleri utanmadı..
yaktılar kestiler
bin küsür yıldan beri..
.........
kutluyorum sizi..tebrik ediyorum..
ASMEROZ-62(Gülşen Polat)
ASMEROZ-62(Gülşen Polat), @asmeroz-62-gulsenpolat-
24.3.2010 01:55:58
5 puan verdi
Şahı yazan usta kalemin daim ve dik olsun toprağım, çok anlamlı ve mesaj içerikliydi tebrikler...


UMUT ve DOSTCA
AHMET ACAR
AHMET ACAR, @ahmetacar
21.3.2010 15:20:25
5 puan verdi
HASRET dinmiyor,özledik her birinizi,
Mızrap tutan ellerinizi,sazlarınızın telini,
Sizi yakanları bekliyor kapıda,
Elinde Zülfikarı HAZRETİ ALİ.

GÜL goncalarıyla bezedik,yakılan bedenlerinizi,
Turna semahı ile uğurladık,siz yiğitleri
Sizi yakanları bekliyor kapıda,
Elinde Zülfikarı HAZRETİ ALİ.

TEKİN değil dediler madımak,aldık kötü haberi,
Canlarımızı yakıp,canevimizi talan edenleri,
Sizi yakanları bekliyor kapıda,
Elinde Zülfikarı HAZRETİ ALİ.

yüreğine sağlık efendi çok çok güzeldi kutluyorum.
KEVE
KEVE, @keve
20.3.2010 11:16:31
5 puan verdi
yüreğinizden kopup gelen güzel ve anlamlı dizeler
kutluyorum
ramazan.efe
ramazan.efe, @ramazan-efe
20.3.2010 09:13:29
sivasta yandı özümüz
küllenmiş duman altında
rengimiz yüzümüz
kaldı karanlığın çatında
gecemiz gündüzümüz

küllenmiş duman altında
rengimiz yüzümüz
kaldı karanlığın çatında
gecemiz gündüzümüz
dikenleri yanmış çaltı'nda

rengimiz yüzümüz
kaldı karanlığın çatında
gecemiz gündüzümüz
dikenleri yanmış çaltı'nda
biter mi söylenmedi sözümüz

23:36 11.08.2009denizli

güzel bir akrostiş görebildim yüreğine sağlık bacım yaşasaydı belki daha farklı bir çevremiz olurdu hasretle akarsuyla NESİMİYLE sulariyle ...coşardık sağlıcakla kalın
Dosteli_
Dosteli_, @dosteli
19.3.2010 21:29:09
Teması ve içten çağrışımıyla okudum Beğeniyle paylaştım Şiir yolunuz açık ola
Hasan Ilter
Hasan Ilter, @hasan-ilter
19.3.2010 21:00:37
5 puan verdi
GÜL goncalarıyla bezedik,yakılan bedenlerinizi,
Turna semahı ile uğurladık,siz yiğitleri
Sizi yakanları bekliyor kapıda,
Elinde Zülfikarı HAZRETİ ALİ.

Aci cok büyük, yapilan insanlik disi, kiniyor, lanetliyorum, gercek suclular cezasini cekmeli hem de en agir sekilde,
Siirinizi kutlarimn efendim, yüreginize emeginize saglik, saygilarimla..
Etkili Yorum
sinan toraman
sinan toraman, @sinantoraman
19.3.2010 18:39:36
5 puan verdi
göz göre göre
on binler yaktı
otuzyedisini
göz göre göre


söyle bana
gülüm
yananlar müslümansa
ali müslümansa
ehl i beyt te varsa
sen nesin sen ne
söyle gülüm
yakanlar ne

dünyamız
iyilere kalmalı
yakmak ne
yakılmak ne
insan insan olmalı...

Utanmadan sıkılmadan onbinler aldı otuzyedisini.Sivas ta anıt müzeyi yaptırmak istemeyenler .Solingen de üç vatandaşı yakanlardan müze istemişlerdi.O kişiler şimdi bize Müslümanlık öğretmeye çalışıyorlar.O kişilere ben burdan salık veririm ki insan yakanlar,adam öldürenler müslüman da olamaz.Onlardan ancak katil olur.Onun için laikliği savunuyoruz.Onun için yobazlığa hayır diyoruz.Onun için gericiliğe hayır diyoruz.Müslümanlık,barış dinidir.Ben burdan aydın sünni,alevi kardeşlerimizin laik Türkiye mücadelesini destekliyorum.Tüm Müslüman aleminde laik Türkiye bir yıldız gibi parlıyor.Ezilmiş uluslara da bir örnek olarak parlamaya devam edecek.

Ben şairi bu güzel şiirinden dolayı kutluyorum...

sinan toraman tarafından 3/21/2010 2:13:56 AM zamanında düzenlenmiştir.
AZAP
AZAP, @azap
19.3.2010 18:36:46
HASRET dinmiyor,özledik her birinizi,
Mızrap tutan ellerinizi,sazlarınızın telini,
Sizi yakanları bekliyor kapıda,
Elinde Zülfikarı HAZRETİ ALİ.

GÜL goncalarıyla bezedik,yakılan bedenlerinizi,
Turna semahı ile uğurladık,siz yiğitleri
Sizi yakanları bekliyor kapıda,
Elinde Zülfikarı HAZRETİ ALİ.

TEKİN değil dediler madımak,aldık kötü haberi,
Canlarımızı yakıp,canevimizi talan edenleri,
Sizi yakanları bekliyor kapıda,
Elinde Zülfikarı HAZRETİ ALİ....zalimin korkusu sensin ya ali...dokunan yüreği kutluyorum...esenlik olsun...
fatul
fatul, @fatul
19.3.2010 13:55:42
TEMASI HASSAS ŞİİRLERİN BEĞENİSİNDEN ÇOK DEĞDİĞİ TAŞLAR ÖNEMLİDİR.
ŞAİR ARKADAŞIM ÇOK YERİNDE BİR HAREKETLE ÇİRKEFLİĞİN KARŞISINDA HAK VE ADALET TİMSALİ BİR TEMA İLE ŞİİRİNİ SEÇMİŞ
BERHUDAR OLSUN.
YÜREĞİNİZE SAĞLIK.
zelzele
zelzele, @zelzele
19.3.2010 11:59:44
5 puan verdi
ALLAH çok iyi hesap alır ve yapar.iyi ve kötü kalpli insanlar mahşerde toplandığı zaman kimse kimseyi tanımaz.orası ne güzel hesap verme yeridir.kimsenin sevaplarından başka güveneceği şey yoktur.ALLAH hepimizi hesabı kolay olanlardan eylesin.güzel konulu bir şiir okudum.cennetin nehirlerinde buluşmak üzere saygılar sevgiller...
av
avsinli zeyno, @avsinlizeyno
19.3.2010 10:09:24
BENIM YOLUM HAK YOLUDUR
TEK SEVDAM VE SEVGIM ALIDIR BENIM
INSANLIK SOFRASINDA HELALESELIM
BARIS KARDESLIK DIYE YANARAK HASRETINE
YARINLARA SEMAH DÖNELIM YA ALI DIYE DIYE

SAYGILAR DOST BU GÜZEL SIIRDEN DOLAYI
ANILARI YASASIN ÖLÜMSÜZLÜDE TÜM SEHIT CANLAR
MUMLARIN ESLIGINDE ISIK SACALIM GÜNESIN DOGUSUNA
SEVGI SAYGI SUNALIM DOSLUK TÜRKÜLERIYLE
necirvan-1
necirvan-1, @necirvan-1
19.3.2010 09:55:39
5 puan verdi
YÜREĞİNE SAĞLIK YİNE GÜZEL BİR KONU YİNE GÜZEL BİR ANLATIM
HZ ALİ ZÜLFİKARIYLA BEKLİYOR AMA HZ ALİ NİN BEKLEDİĞİ YERE BUNLARIN HİÇ BİRİ UĞRAMAZ
BUNLAR OTOBAN GİBİ BİR YOLDAN SON SÜRAT CEHENNEMİN DİBİNE GİDERLER.
BUNLARA CENNETİN KOKUSU DAHİ GİTMEZ. ZALİMLER KATİLLER KAN DÖKÜCÜLER
KAN EMİCİLER İŞKENCECİLER FAİZCİLER KUL HAKKINI GASP EDENLER CENNETİN
YAKININA BİLE UĞRAMAZLAR Kİ HZ ALİ İLE KARŞILAŞSINLAR....HZ ALİ CENNETİN
KAPISINDA KENDİSİNİ SEVENLERİ CENNET MEYVELERİ İLE KARŞILAR....
ONUNLA KARŞILAŞMAK UMUT VE DİLEĞİYLE.....
SEVGİMDESİN CANNN DOST....
haşim kalender
haşim kalender, @hasimkalender
19.3.2010 04:02:29
Doğrudur Hz. Ali zülfükar ile bekliyor hem katilleri hem kendini sevip kendi gibi yaşamayanları hem orada hz. aliye gerek yok hem azap hem rahmet melekleri var o işi yapacak ve öyle bir hesap yeridir ki kimsenin amelinden başka bir dayanağıda olmayacak yani buradaki gibi biryerlere sığınma dayıları arkana alma orada yok bilesiniz ve zülfükarda kurtulmaya bakasınız mesela onun en haz aldığı hareket namaz kılmaktı hangi ali sever onun gibi huşuyla namaz kılar ne diyelim bilinmezlerin bilicisine havaledelim görelim neyler neylerse güzel eyler
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL