7
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1100
Okunma
Karıştı kokular gene
balçığımdaki nefes
eski bir köy değirmeninde
ekim sonu
kıtlık günü
arpa ununun yanığı düğümlenir
genzimde
çocukluğum;
kıl çuvallarda perakende..
çeperlik sökünü
bel bükümü
inat, killi toprak
düşler, düğümlü yumak
güveli yulaflardan
kursağa düşecek erzak
anamın elleri
yılan sırtı her biri
nasırlar hüner,o kara günler
heybemizde son azık
bekleyeceğiz diğerki günü
gelecek sıramız şafakla
ha bitti,ha bitecek nafaka
değirmenci suratsız
kır sakallı biri,irimi iri
ağzından düşmüyor
Bitlis tütünü
şapkam yamalı
belim sicim düğümlü
kıvrılmışım bir kilime
yamağın çığlığı apansız;
sıra sizde…..
evrene,aleme zıt düşercesine
burada dönüşler tersine
işte;feleğin çemberi dercesine..
ağsız dilsiz gelinler
konuşmak ayıp,söylemezler
yatırlarda gizli dilekleri
obasını cem etmişler
başka diyar bilmezler…
un eyleyip hasad-ı umudu
yola düşerken biz
şahmaran kaşlı bir gelin
koynuma bir elma koydu
baktım dün,hatıratı çıkınıma gizlice
halâ kokuyordu…. Kasım
5.0
100% (3)