12
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1506
Okunma

Başucunda eskiden kalma masal artıkları
Kahramanları kendi diyarlarında mahkûm.
Gecenin serinliğine inat, ısınan yüreği karışır
Nara seslerinin seremonisine, azgın…
Parmak uçlarını yakar hasretin buğusu
Dokunsa, yaralar uyuşmuş ellerini…
Acısı kansızlıktan gelir, donmuş mimiklerin.
Tebessüm etse, gün ağarır.
Beklerken avuntusuyla vuslatın, elleri üşür umudun
Memeye kalkan bebeklerin iniltisinde.
Kuyruklu matemlere boğar özlemin dürtüsü
Ağlasa, tutulur nutku, düğümlenir boğazı.
Son çırpınışlarla noktalar hasretin genzi yakan,
Cellâdı anımsatan kekremsi kokusunu.
Gözlerini açar sabahın ışığıyla.
Yoktur.
Ne avuntusu, ne tutkusu…