toz olmuştur meslekler celladların dışında yeraltı trafiği karışık
ve ben ne kadar insan varsa o kadar sağım adımları kadar adımlarım
iktidarsa patlar maneviyat geriye çağ atlar orta çağda edeb i yat yapar
’şeyini şey yaptığımın şeyi’ ’ananı da al gel’ ’cem evi cümbüş evi’
bak nasıl da didinir iktidar başbakan bakanlar kan ter içinde çalıyor, çalışıyor kayıp ülkemin suskun kanayan halkı celladına acıyor
22.02.2010 Mönchengladbach..
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
sinan toraman | Mesaj gönder | Favori üye listeme ekle | Engelle | 01.03.2010 03:52:38 Bu her halde, benim sizin şiirinize yaptığımın rövanşı İşin kötüsü,''kendini çok bilmiş sananların,şahsını dokunulmaz konumuna sokmasıdır''.Yazık! Rövanşist duygularla eleştiri yapılmaz.Burnu Kafdağı nın doruğunda olan,gözünün önündeki merteği görmezmiş. Bu anlayış ''sen beni eleştirdin ben de sana giydireyim de gör'' anlayışıdır.Yok ''Fransız yazar şunu demişte'',yok ''Behçet Necatigil bunu demişte''.Bunların hepsi hikaye.Açıkça söyleyin'' eleştiriyi kaldıramıyorum'' diye. İmge bilmezmişiz,mecaz bilmezmişiz.Şiirimi okuyanlar, bilip bilmediğimi anlarlar. Elbet te imlaya dikkat edeceğiz.Oradaki eksikliğimi hemen gidereceğim.Eyvallah.Ama sırf imla ile şiir yazılabilir mi?Sizin şiirinizde ruh yoktu,anlam bütünlüğü yoktu,benzetmeler yanlıştı.O haliyle düzgün yazılmış bir metindi. Ben ilk defa kendisini usta payesi veren birine rastladım.Ustalık marifet gerektirir,erdemli olmayı gerektirir.Yazık.. Evet sadece övgü şaire zarar verir.Sırf bu yüzden ustalarda hata yapar. Aristo demiş ki ''Benim en çok bildiğim ,hiç birşey bilmediğimdir.'' Ben de diyorum ki,''kızınız,ama kızdığınızı belli etmeyiniz''.Yoksa söz maksadı aşar. Saygılarımla.
** Bu yanıttan sonra, şiiri yeniden okudum ve gözümden kaçan başka imla hataları da buldum: gerçeğin ötesin de > doğrusu: gerçeğin ötesinde kayıp kentlerin de > doğrusu: kayıp kentlerinde cella(d)ların dışın da > doğrusu: cellatların dışında * Bunun rövanşla falan bir ilgisi yok. Yazdıklarının altına 'saygıyla' yazan ama bunu sadece sözde bırakan - ne yazık ki günümüzdeki pek çok sözcüğün içini boşalttığımız gibi- saygı'nın da içini boşalttık, sevgi'nin de... Sizin "Bozkırda Bir Yitik Çocukluk" şiirime yazdıklarınızın eleştiriyle bir ilgisi yok. Artniyetli bir işgüzarlık. Çünkü benim bazı şiirlerin altına yazdığım şeyleri, "birebir" benim cümlelerimle, bana satmaya kalkışmışsınız. Bunu anlamamak için saf olmak gerekir. Size ait tek bir düşünce kırıntısı yok. Başkasının koltuk değnekleriyle yürümeyin. Sizin "ruh yok" dediğiniz şiir, 90'lı yılların ortasında, Türkiye'nin en önemli birkaç dergisinden biri olan ADAM/Sanat'ta yayımlanmıştı. Derginin editörü Memed Fuat'tı. Türkiye'nin birkaç değerli eleştirmeninden biri. Yani, Memed Fuat beğenmiş ama Sinan Toraman beğenmiyor şimdi!
* Ben, eleştiriyi her zaman başımın üstünde taşırım ama artniyetli olmazsa. Bilgili, donanımlı, alçakgönüllü birinden gelirse. Aristo ne güzel demiş. Ben, sizin gibi, umursamaz ve aşağılayıcı bir edayla (sizin Necatigil'e bakışınız gibi ya da S.Euxperry'ye) yaklaşmıyorum Aristo'ya ve diğer büyük ustalara. Keşke Necatigil'in BİLE/YAZDI kitabını okumuş olsaydınız. Çünkü o kitabın bir yerinde şöyle bir şiirimsi var: "Keşke doğum kontrol hapları gibi şiir kontrol hapları da olsaydı..."
Ben, kızmadım. Sadece emeğe yapılan bir haksızlığa ve saygısızlığa tepkimi dile getirdim. Şiiri, ustalardan/kitaplardan/dergilerden öğrendim. İnternetin baldıranlı bahçesinden değil. Belki de yaşınız kadar, şiire emek verdim. 'Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olmak'tan hep kaçındım.
Elbette, daha imla kurallarından bile habersiz birinin, karşıma geçip de; şiir adına bana ahkâm kesmesine sessiz kalamazdım.
Siz, bir iş yapmak istiyorsanz; gidin kendiniz gibi her şiirinde onlarca dilbilgisi hatası yapan, manzumecilere yazın. Önce Dil'i öğrenin. Kurallarıyla, sözlüğüyle, yazım kılavuzu ile. Sonra şiir yazın. Eleştiriye ondan sonra geçin.
Çünkü Ülkü Tamer'in böyle durumlar için çok değerli bir sözü var, kulağınıza küpe olsun diye yazıyorum:
Ben çok insan gördüm ama yazdıkça çirkinleşeni ilk defa görüyorum.Emeğe saygı bumudur.Emek ,emek diyerek emeği yok saymak sizde.Çok bilmiş edasıyla ahkam kesmeler sizde.Duru suyu bulandırmak sizde.Siz neymişsiniz be kardeşim. Birebir sizin düşüncelerinizle sizi neden eleştireyim.Bunu nereden çıkarıyorsunuz?Artniyetli işgüzarlık yapıyormuşum,ustaları aşağılıyormuşum .Benim Behçet Necatigil' e ya da S.Euxperry'ye birşey dediğim yok.Bunları nereden uyduruyorsunuz.Ben yazdıklarımı, size yazdım.Hele aşağılama gibi bir kastım olamaz.Yoksa siz kendinizi bu kişilerle bir mi tutuyorsunuz.Bütün hakaretvari cümlelerinizi size iade ediyorum. Benim bu köşem sizin hakaretleriniz için ayrılmamıştır.Yapıcı yoruma açığım ama hakaretlere kapalıyım.Size tavsiyem başkasını eleştirmeden önce aynaya bakınız.Kendinize layık görmediklerinizi başkalarınada görmeyin.Çünki yazdıklarınız çok pis kokuyor.Yazdıklarınızdan pislik akıyor. Nazım Hikmet 'ten bir alıntı ile kapatıyorum. ''Akrep gibisin be kardeşim.''
Ben çok insan gördüm ama yazdıkça çirkinleşeni ilk defa görüyorum.Emeğe saygı bumudur.Emek ,emek diyerek emeği yok saymak sizde.Çok bilmiş edasıyla ahkam kesmeler sizde.Duru suyu bulandırmak sizde.Siz neymişsiniz be kardeşim. Birebir sizin düşüncelerinizle sizi neden eleştireyim.Bunu nereden çıkarıyorsunuz?Artniyetli işgüzarlık yapıyormuşum,ustaları aşağılıyormuşum .Benim Behçet Necatigil' e ya da S.Euxperry'ye birşey dediğim yok.Bunları nereden uyduruyorsunuz.Ben yazdıklarımı, size yazdım.Hele aşağılama gibi bir kastım olamaz.Yoksa siz kendinizi bu kişilerle bir mi tutuyorsunuz.Bütün hakaretvari cümlelerinizi size iade ediyorum. Benim bu köşem sizin hakaretleriniz için ayrılmamıştır.Yapıcı yoruma açığım ama hakaretlere kapalıyım.Size tavsiyem başkasını eleştirmeden önce aynaya bakınız.Kendinize layık görmediklerinizi başkalarınada görmeyin.Çünki yazdıklarınız çok pis kokuyor.Yazdıklarınızdan pislik akıyor. Nazım Hikmet 'ten bir alıntı ile kapatıyorum. ''Akrep gibisin be kardeşim.''
Şiire dair 'iyiniyetli' bir eleştiri çabası ya da Türkçemize Saygı Duruşu...
Öncelikle şiirin adına takıldım. Sözlüğe baktım, "madur" diye bir sözcük bulamadım. Sanırım şair "MAĞDUR" u kastediyor. Süreğnde imkan değil > imkân yanlız değil > yalnız ananıda değil > ananı da nasılda değil > nasıl da
şeklinde yazılmalıydı. Şiir yazan kişi, öncelikle masasından büyük Türkçe sözlüğü ve yazım kılavuzunu eksik etmemeli. Şiirden daha evvel, bu kaynaklara çalışmalı. (de-da) ya da (ki) ler nerde bitişik nerde ayrı yazılır? Yinelemeli sözcüklerin arasına (,) virgül konulur mu, konulmaz mı? Diğer pek çok temel kural iyice hatmedilmeli. İlkokul 5.sınıf düzeyindeki bu "dilbilgisi" kurallarını, biz ülkemizde -ne yazık ki- lise düzeyinde bile tam olarak öğretemiyoruz. Hatta pek çok öğretmen bile, bunun bilincinde değil. Sonuç, dilini yalan yanlış yazan milyonlar... Şiirle uğraşan kişinin, elbette sokaktaki insandan bir farkı olmalı. Yazar, dile karşı sorumluluğu olandır. Kusursuz bir biçimde yazmalıdır. "Küçük Prens" kitabının Fransız yazarı S.Euxperry'nin sözüydü: "İnsan olmak, sorumlu olmak demektir." * Bu sitede bu şekilde onlarca dilbilgisi hatası olan yüzlerce şiir, görücüye çıkıyor. Kimse de uyarmıyor. Hep övgü. Bu tür övgüler, şairine sadece zarar verir. Çünkü eksiğini göremez. * Zaman zaman -az da olsa- rastlıyorum şöyle komik eleştirilere: Vay işte "mor deniz" mi olurmuş... Ya da "lacivert gece".. Behçet Necatigil diyor ki: "Şiir, en azından bir MECAZ bilgisi gerektirir." Dahası "Şiir Kültürü diye de bir şey vardır."
Evet, şiir kültürü... Türk Şiiri'nin en azından yüz yıllık ya da son altmış yıllık gelişimini bilmeden; İkinci Yeni gibi bir şiir devrimini bilmeden, şiir üzerine konuşmayalım. Çünkü "şiir, en azından bir mecaz bilgisi gerektirir." Şiir, anlatmaz, çok fazla açıklamaz. Şiir, sezdirir, çağrıştırır. Şiiri okuyan herkes, farklı duygular, çağrışımlar yakalayabilir. * Şiir üzerine konuşmak için, kendi küçücük dünyamızdan-sınırlı bilgilerimizden (kulaktan dolma) yola çıkmayalım. Emeğe, ustalara saygı duyalım. Onları bir kalemde çizmeye, köylü kurnazlığına kaçmayalım. * En önemlisi "iyiniyetli" olalım. Karşımızdaki insanı, iyi araştıralım. Ama üç-beş yıllık sanal -kaygan-tehlikeli ortamlardan değil; edebiyat dergilerinden/kitaplardan... * Maksat, "bağcı dövmek değil, üzüm yemek" olsun.
Tereciye tere satmak için, önce kendimizi geliştirelim. Donanımlı olalım. Bunun için de -ilk önce- dilin temel kurallarından başlayalım.
Bir semahın şu dizelerini içselleştirelim, sonra Madımak üzerine yazdıklarımızı anlamlı kılalım...
Bu her halde, benim sizin şiirinize yaptığımın rövanşı İşin kötüsü,''kendini çok bilmiş sananların,şahsını dokunulmaz konumuna sokmasıdır''.Yazık! Rövanşist duygularla eleştiri yapılmaz.Burnu Kafdağı nın doruğunda olan,gözünün önündeki merteği görmezmiş. Bu anlayış ''sen beni eleştirdin ben de sana giydireyim de gör'' anlayışıdır.Yok ''Fransız yazar şunu demişte'',yok ''Behçet Necatigil bunu demişte''.Bunların hepsi hikaye.Açıkça söyleyin'' eleştiriyi kaldıramıyorum'' diye. İmge bilmezmişiz,mecaz bilmezmişiz.Şiirimi okuyanlar, bilip bilmediğimi anlarlar. Elbet te imlaya dikkat edeceğiz.Oradaki eksikliğimi hemen gidereceğim.Eyvallah.Ama sırf imla ile şiir yazılabilir mi?Sizin şiirinizde ruh yoktu,anlam bütünlüğü yoktu,benzetmeler yanlıştı.O haliyle düzgün yazılmış bir metindi. Ben ilk defa kendisini usta payesi veren birine rastladım.Ustalık marifet gerektirir,erdemli olmayı gerektirir.Yazık.. Evet sadece övgü şaire zarar verir.Sırf bu yüzden ustalarda hata yapar. Aristo demiş ki ''Benim en çok bildiğim ,hiç birşey bilmediğimdir.'' Ben de diyorum ki,''kızınız,ama kızdığınızı belli etmeyiniz''.Yoksa söz maksadı aşar. Saygılarımla.
Bu her halde, benim sizin şiirinize yaptığımın rövanşı İşin kötüsü,''kendini çok bilmiş sananların,şahsını dokunulmaz konumuna sokmasıdır''.Yazık! Rövanşist duygularla eleştiri yapılmaz.Burnu Kafdağı nın doruğunda olan,gözünün önündeki merteği görmezmiş. Bu anlayış ''sen beni eleştirdin ben de sana giydireyim de gör'' anlayışıdır.Yok ''Fransız yazar şunu demişte'',yok ''Behçet Necatigil bunu demişte''.Bunların hepsi hikaye.Açıkça söyleyin'' eleştiriyi kaldıramıyorum'' diye. İmge bilmezmişiz,mecaz bilmezmişiz.Şiirimi okuyanlar, bilip bilmediğimi anlarlar. Elbet te imlaya dikkat edeceğiz.Oradaki eksikliğimi hemen gidereceğim.Eyvallah.Ama sırf imla ile şiir yazılabilir mi?Sizin şiirinizde ruh yoktu,anlam bütünlüğü yoktu,benzetmeler yanlıştı.O haliyle düzgün yazılmış bir metindi. Ben ilk defa kendisini usta payesi veren birine rastladım.Ustalık marifet gerektirir,erdemli olmayı gerektirir.Yazık.. Evet sadece övgü şaire zarar verir.Sırf bu yüzden ustalarda hata yapar. Aristo demiş ki ''Benim en çok bildiğim ,hiç birşey bilmediğimdir.'' Ben de diyorum ki,''kızınız,ama kızdığınızı belli etmeyiniz''.Yoksa söz maksadı aşar. Saygılarımla.
yanlız değiliz çoğul ölümlerin kayıp kentlerinde kimsesiz kimseyiz ....................... gizli mesajlar var şiirde ama bu kısımda beni aldı götürdü hani herkese dokunan bir yeri olurya şiirin ha işte öyle ................................... Çoğu zaman kalabalıktır etrafın, Ama kimsen yoktur orada, Yalnızlığa soyunduğun anlarda, Dolar, sağın solun hatıralarla, .................................... etrafımız insan kaynasada kimsesiz kimseleriz ........................ kutlarım ................
can dostum kalemin yürek sesin olsun susmasın daim ... harıka çok güzel dizelerdi...tebrik ederim... yazan yüreğine ve emeğine sağlık..kutlarım.... sevgı ve saygılarımla...
bak nasılda didinir iktidar başbakan bakanlar kan ter içinde çalıyor, çalışıyor kayıp ülkemin suskun kanayan halkı celladına acıyor ......... şairim güzel şiir kutluyorum..kaleminiz daim olsun..sevgiler..saygılar
’şeyini şey yaptığımın şeyi’ ’ananıda al gel’ ’cem evi cümbüş evi’ p******************** nasılda dalga geçiyorlar değerlerimizle değil mi... alay ediyorlar bir onlar bir tek onlar ve bizler de millet olarak nasıl kanıyoruz bunlara.... bu millet sanki afyon yutmuş gibi uyuşuk derin bir uykuda hatta komada....
geç kalmışım özür dilerim.... segiler sayıglar şair...
her şeye susar her şeyi kabullenir olmamız okdar olağan olduki böyle şiirler okuyunca ayrı bir sevinç duyuyor ayrı bir umutlanıyorum... emeğin yüreğin hiç susmasın can dost... çok çok beğendim... sevgim ve saygımla.
bak nasılda didinir iktidar başbakan bakanlar kan ter içinde çalıyor, çalışıyor kayıp ülkemin suskun kanayan halkı celladına acıyor Güzel tesbitler... Ne söyleyelim suskunluk kaderimiz oldu... Kutlarım selamalr dost
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.