2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1773
Okunma
Kara donlu adüvler denerken beşyüzbin canla
yoktu boğazımızda ekmeğ-i çavdar bir damla
Kağnı kırıklarıyla ateş verirken şimendiferlere
son arzularımızı yazdık,
tütün kâğıtlarından defterlere....
Bin defa cehennem eylediler yeri yardılar
bu afat-ı muazzamayı,
cüce dimağlarına sığdıramadılar.
Hesaplarında yoktu ölürken dirildiğimiz
ordulara bedeldi küçük bir birliğimiz.
Altay’lar bile dize gelmişti
nefes eylediğimiz körüklere......
Bir bey vardı,beyler içinde yaman
hünkârlar hünkârından kılıç kuşanan
Buğdaylar başak tutmaz sübyanlar seferi
Haliller dedi sizlere;hü bereket-i
sakalar sular serperdi hüdalardan gönüllere....
Tepenin kocasından çekilirken gözlere beyaz bezler
konmamıştı geriye ihtiyati tek bir nefer.
Yer donmuş,put kesilmişti bir millet kızan ve kızlarıyla
delip geçtiler doludizgin köhnemiş tarihi
tahtadan mızraklarıyla.
Kaldırın boynunuzu dediler,kan gölündeki sümbüllere...
Ben kimim,seni yazmak kim ,ceddim celâlim
göz ucuyla bir baksan;şimdi nedir ahvâlim.
Hipnoz etmişler aslanı tüyün boyarlar
boyadıktan sonra,kuzu sayarlar.
Gücümüze giden odurki;
bizdendir kovayı tutanlar
zarb-ı dut yedirdiler şeyda bülbüllere......
Heredot sen söyle, etsinler biyat
devasa kâinat bu kadar darmı.
Binboğa’lar Toros’lar efsane otağı dağlar
pigme emellere sığarmı........Kasım