2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
998
Okunma
masa öylece duruyordu
bilmiyor gibiydi etrafında olanları
belki de kimse bilmiyordu bu öğle yaşananları
önce o buruk yakarış çınlamıştı odada
sonra geç gelen bir hıçkırık sesi
sönmüş ’tutkular’ inlemişti sonra, kendi yokoluşlarına
gözyaşı bilmeyen bu oda
masanın etrafında tadıyordu
dinmek bilmeyen bir acıyı
oda derin bir sessizliğe gömüldü sonra
damla damla süzüldü kanlar, gözyaşlarıyla
en sonunda en yürekli davranan telefon çalmaya başladı
hiç susmak bilmeyen sesi dağıldı odaya
buruk bir acı doldurdu
gözyaşı nedir bilmeyen bu odayı
sonunda dudaklar gibi telefon da sustu; suspus oldu oda
masa etrafında olan her şeyin farkına vardı
perdeler savrulmayı kesti
merdivenler gelen konuklarla sessizliği bozdu
ve televizyon şöyle dedi:
’evet sayın seyirciler, bu gün iki gencimiz daha uyuşturucu batağında yaşamını yitirdi.’