Şemsiyemi
kitapçıda unuttum
Zülfü
nün çayevi’ne
vardığımda
farkettim
ıslana ıslana
yaklaşık caddede
1 kilometre yürüdüm
şemsiyemi almaya
aldım.


Bu sefer
Nazar Boncuğu kafesine girdim
ıslanmıştım
iyiden iyice
beremi
paltomu
şemsiyemi
kurumaya astım radyatöre.

Nuh deyip
peygamber demeyen
kahveciyi bekledim
kuşburnu
hemşehrim
eyvallah abi
derhal.

Muzo geldi
selamlaştık
camii avlusuna sergi açmış
az ilerde
üşüdüm dedi
bi çay içeyim
söyledim Muzo’ya
duble çay.


Sen çayını iç
ben sergine bakarım
10 dakika sonra
geldi yanıma
sen git Reis
ben yine kafeye döndüm
ıhlamur yolla.

Kenan koltuğunda ıslanmış
gazetelerle geldi
emekli Ercan Hoca’da yanında
bunlar entel tipler
makale okuyorlar
bi de yorumladılar
kafam şişti
Ercan Hoca
kendi konuştu kendi dinledi
sonra
işim var dedi acele gitti
Kenan spor sayfasından
haberler okudu
ilgimi
çekmedi.


Cengiz geldi
nihayet
yanında
Güner Yonca
ya Usta
sigaran var mı
haydaa
bereket vardı paket üzerimde


Çıktık iki cıgara sardık
buz gibi havada
Erzurum’dan konu açıldı
dondurucu soğuklardan
nerde şimdi o soğuklar
Cengiz’le şehri gezdik
yok yok
harbi eski soğuklar yok


Bıyıklarımız donardı
eve gelir ayaklarımızı
soğuk suyla ovardık
eski kahvelerde yoktu
gürül gürül sobalar yanardı
şimdi gazlı
kendini
ısıtmıyor

İnsanlar eski
insan değil
soba ısıtmasın hadi
onlar ısıtırdı
içimizi

Dolaştık
kördüğüm olmadan
Seyfullah’ın mekanına geldik
Kasacı Fahri orda
süper ufo yanıyor
Şehmus sazı akort ediyor
evden aradılar
şunları demiştim ya
ha hatırladım.

Akşam
evde
ne gündü
be
dedim
hem çok şey anladım
hem hiçbir şey anlamadım.


FARUK TABAK