5
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1222
Okunma
ahmak ikindinin cilveli yükselişi
geçemez ebem kuşağının altından / güleceğim
taze acı gibi deniz kenarında yürüyüşü
şiiri / aşığı okuyor her akşam üstü
geceye an kala şairin hıçkırığı / başlar yolculuğu
gebedir dudak ağlarken / bükülecek
tek mısra için duygu avına çıkılmaz
bükük dudak kenarına uzun otur
kirpiğine as mürekkep şişeni
kalem cebinde / göğsünün üzerinde lekesi
kelebek bahçesine düşmüş gibi bakar
elleri / şiir yağmuruna tutulur
sokak dilencisi / cepleri kafiye dolu
gül kokulu elleri boş / dilenecek
her sancılı bakışın hikayesi var/dır
akşama sabaha el yordamı ile doğum
yeni doğmuş bebek gibi kırışık olur hisleri
kırmızıya çalan rengi / ağırca dönecek
şairin süt kokulu mısraları / şimdi büyüyecek
kurşunlanacak / alnını saklar
ben hiç kalın ipte yürüyeni görmedim
-varsa / şairliği kağıtta gölgedir-
ip ince yürüyüşlerdedir yüreği
kelimelerle çizerken resmini / kalbi
dokunsan / uçurumlardan düşüverecek
kapı kenarına yakındır oturuşları
yeni damat / incitme / kaçacak gibi
bakma öyle durgun duruşuna
içindeki yanardağlar / çıldırmış gibi
ya suskun / ya gülüşte hüzün gibi