Dışarıda tipi kar vardı
içeride sıkıldık
Hayrettin’le
çıktık
kahveden.

Camel sigaramdan uzattım
eyvellah Babalık
inşallah bırakırız şu mereti
inşallah dedim ben de
tabi.

Bu yaz denizaşırı var mı
hayri usta dedim
valla Reis gidecez
bir yerlere
senide götüreyim
nereye gidiyoruz
derken
kahveden
Boğa Turan çıktı
ne kaynatıyonuz kafadarlar
seni kaynatıyoz Boğa
dedi Hayrettin
arası limoniydi Hayrettin’in
Boğa Turan’la


Boğa bana
bir omuz attı şakasına
az kalsın düşüyordum
bu sefer
Hayrettin yakasına
yapıştı Boğa’nın
sen Reis’e nasıl
omuz atarsın diye

Ya durun dedim
onları ayırırken
sendeledim
ıslak karlı zemine
kapaklandım
Allah’tan bir yerime
bir şey olmadı
ıslanmıştım sadece.

neyse
bunlar
kavgayı bıraktılar
elimden tuttular
kalktım
girdik tekrar
mekana yani
kahveye.

Çaylar söylendi
nasıl olduysa söz
döndü dolaştı
cennetten açıldı
cehennem kapısı
kapandı
o arada ışıklar söndü
kahvecimiz hazırlıklı
ortamı aydınlatacak
ışığı yaktı.

Ya Hayrettin diyodun ya
nereye istersen
götüreyim diye
cennete götür bari
hepimizi
Boğa atladı
benide benide
ben takılayım
diyerekten
boğaları cennete
almıyorlarmış dedim
o da biz de düge oluruz
demez mi
kahkahalar patladı o an
buzlar erimişti
dışarının soğuğu
dışarda kalmış
içerisi harbiden
ısınmıştı artık.


Ben en son
hayırlısıyla bir
cennete gidebilsek deyip
herkese
iyi akşamlar dedim.


FARUK TABAK