Hiç büyümesem diyorum Hiç büyümesem baba Okşasan saçlarımı Bakarken gözlerime Masallar anlatsan Uyusam koynunda Mehtaplı gecelerde Hiç büyümesem diyorum Deniz mavisi gözlerim Altın sarısı saçlarım Savrulursa bedenim Görürler, duyarlar Ak saçlara sayarlar Alırlar baba, alırlar Başlık parası Kahrolası töre belası Yanar yürek, evlat yarası Susarsın, sustururlar Zehri balla kustururlar Ezilirsin, üzülürsün baba Belli divan kurulur Bedenimden hesap sorulur Ucuz ölüm, hayra yorulur Direnenler vurulur baba Karar töreden, karar töreden Tek imdadım Yaradan Büyümesem, büyümesem diyorum ============================
Elinden alındı çocukken nazı Gözünden gitmeyen o günler sızı Baharı görmeden tez bitti yazı Toyluğu töreye satan utansın....Fatma Aras
Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
toplumsal bir yarayı şiir diliyle anlşatmışsınız zaten şiirler bunun içindir mesaj vermek yanlış işleyeni uyarmak görevi ve donanıma sahip olmalı bir şiir diye düşünüyorum tebrikler başarılar dilerim hocama.
Sevgili öğretmenim bu güzel şiiri okumaya nasıl geç kalmışım böyle.. Feodalite ve cahillik hala bazılarının yaşam kaynağı, beslendikleri çöplük ise ekonomik bozukluk,kültürel çürüme ve taassup,bu karanlıklardan en çok etkilenen ise çocuklar ve kadınlarımız. Bu karanlıkları, yırtmak aynı zamanda bizlerin görevi değil mi? Öğretmenim,işte bu konuyu buraya taşımanız,önemli bir kilometre taşı.Sevgi ile kalın, can öğretmenim
Daha dün on iki yaşında küçük bir kızımızın, dört ineğe satılışını izledik. Daha dün bir kağıda "seni seviyorum" diye yazdığı ve öğretmeni tarafından ailesine şikayet edilen, ve ailesinden korktuğu için kendini öldüren on iki yaşındaki kızımızı izledik. Ve sanırım biz bu filmi çok fazla izleyeceğiz. Çünkü hiç kimse, hiç bir kanun, hiç bar yasa bu insanlık dışı olaylara ve kız çocuklarına babalrın bakışını değiştiremeyecek galiba Ahmet bey.
Öylesine acı ki yazdıklarınız her bir tarafımızdan acılar irin gibi akıyor inanın.
Kaleminizi kutluyorum. saygılar yüreğinize. Türe denen lanet adatlerin bir an önce kalkması ve kzıalrımıza insanca muamele yapılması dileği ile
Töre deyince akan sular duruyor değil mi ne yazık ki ne can dinleniyor, ne sevgi ne saygı töre hepsinin önüne bend oluyor ne yazık ki, duyarlı yüreğinize tebrikler, teşekkürler
bitermi, bir gün yürek sızlatan töreler, gülermi, töreye mahkum olan insanların yüzü, severmi, gönül istediği birisini ve sararmı sevdiğini, büyürmü, çocuklar sevgiyle, baskıya maruz kalmadan. ölürmü, yoksa gene sevdiğine kuvuşmak isterse sevgili.... törelerin bitmesi dileğyle....kutluyorum hocam bu anlamlı dizlerinizi....selam ve saygılar...
Hiç büyümesem diyorum Hiç büyümesem baba Okşasan saçlarımı Bakarken gözlerime Masallar anlatsan Uyusam koynunda Mehtaplı gecelerde Hiç büyümesem diyorum Deniz mavisi gözlerim Altın sarısı saçlarım Savrulursa bedenim Görürler,duyarlar Ak saçlara sayarlar Alırlar baba,alırlar Başlık parası Kahrolası töre belası Yanar yürek,evlat yarası Susarsın,sustururlar Zehri balla kustururlar Ezilirsin,üzülürsün baba Belli divan kurulur Bedenimden hesap sorulur Ucuz ölüm,hayra yorulur Direnenler vurulur baba Karar töreden,karar töreden Tek imdadım Yaradan Büyümesem, büyümesem diyorum ============================ gönlüne yüreğine kalemine inancına sağlık allah senden razı olsun dile getirilmesi gereken en önemli bir konuya parmak basmışın kutlarım saygılar ve sevgiler
sanıyorum uzun bir süre daha minik yavrularımız büyüyüp töre gelini olacak ve yürekler bir süre daha kanayacak.. ne zaman ki insanımızın kültürel yapısı iyi bir düzeye geldi o zamana kadar. güzel bir tema okudum arkadaşım. yüreğiniz ki coşku daim olsun. selam ve sevgi ile.
Başlık parası Kahrolası töre belası Yanar yürek,evlat yarası Susarsın,sustururlar Zehri balla kustururlar Ezilirsin,üzülürsün baba Belli divan kurulur Bedenimden hesap sorulur Ucuz ölüm,hayra yorulur Direnenler vurulur baba Karar töreden,karar töreden Tek imdadım Yaradan Büyümesem, büyümesem diyorum TOPLUMSAL BİR YARAYA DİKKAT ANLAMINDA GÜZELDİ..YÜREĞİ VEDE EMEĞİ KUTLUYORUM
cahillikten ve çocuk istismarından nefret ederim.Özellikle buna kılıf uydurup adına din,töre,gelenek dendiğinde daha çok ...Çocuk istismarı bitsin artık..Yok olsun. Teşekkür ederim bu güzel şiir için size.. Bu da benim paylaşımım. AŞKA YER YOK ORALARDA (Tüm Nazimelere)
Daha üç yaşındaydı Nazime Nişanlandığında yeni doğmuş Ali'ye Beraber büyüdüler çamur sokaklarda Güle oynaya taşlı yollarda
Yoktu Nazime'nin bir erkek kardeşi Korudu, kolladı Ali'yi, sevdi canı gibi Geldi Nazime 13 yaşına; büyüdü memeleri Serildi, serpildi, güzelleşti gül gibi
Dediler /büyüdü bizim kız, vaktidir Everelim artık, zamanı geldi, yeridir/ Sevindi Nazime , kendi yuvasın kuracaktı. Emindi kocası , babası gibi iyi biri olacaktı. Sevecekti kocasını, belki aşkı bile tadacaktı
Aşk...Tıpkı dizilerde izlediği gibi Kızardı yüzü ve gülümsedi. Düşünü kurdu Nazime, o gece ve diğer geceler; Yakışıklı, yiğit kocası ve minik bebeler
/Gün o gündü artık.../
Geldiler istemeye Nazime'yi/ Ali ve ailesi Bak oynuyordu yavrucak oyuncağıyla elindeki "İnşallah böyle bir oğlum olur" /diye Nazime düşledi. "Ali gibi ,anasına düşkün ve sevimli"/ "Kız ana Ragıpgiller beni kime isteyecek ? Oğulları yoh ki, yohsa askerden kardaşı mı gelecek?"/ "Ne kardaşı be !" /dedi anası:/ "Seni Ali'ye beşik kertmesi yaptıydık, şimdi düğün sırası"
Ali...Ali...Hani kardeşi bellediği , O sümüklü Ali mi? /"Anaa ,anaa...Kız anaa...Ağzından çıkan lafı işittin mi? ? O benim kardaşımdır, ben büyüttüm sayılır O'nu anam Az mı elimde taş Ali'mi dövenleri kovaladım, Az mı ona hastayken baktım, Hani anası babası doğum için gittiklerinde kasabaya Söyle bana ana,nasıl kıyacan kızına ? Nasıl verecen beni kardeşim dediğim şu sübyana?"/
"Kes" diye gürledi anası./"Git şu kahveleri hazırla , Bak söylerim şimdi babana, amcana "/
............................
Söylenecek çok şey vardı belki bu hikayede, Ama olmadı, söylenemedi, yazılamadı şiirce mutluluk. Çünkü boyun eğmek gerekirdi. Yapacak bir şey, direnecek bir şey yoktu. Allah böyle yazmıştı kısmetini, Karşı gelmek anaya babaya, günah olurdu. Mecburdu evlenmeye Nazime, kardaş bellediği Ali'siyle.
Bu töreydi, bu gerçekti, bu alınyazısıydı. Tıpkı komşuları Hafize’nin kızının kuma gitmesi gibi, İmam efendinin bacısının 11 yaşında evlendirilmesi gibi, Ya da kendini öldüren karşı köyde ki sarı gelin gibi...
Kınalıyı hatırladı birden Nazime; Kurban bayramı için önceden alıp yetiştirdikleri, Bayramın ilk günü, vakti gelince kesilen kınalıyı. Koştu aynaya baktı ... Kara gözlerinin içinde kınalıyı gördü . Kurbanlık koyun gibiydi Nazime, Vakti gelmişti kesilmeye...
Banu Uludag
Banu Uludag tarafından 1/21/2010 11:54:59 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yanar yürek,evlat yarası Susarsın,sustururlar Zehri balla kustururlar Ezilirsin,üzülürsün baba Belli divan kurulur Bedenimden hesap sorulur Ucuz ölüm,hayra yorulur Direnenler vurulur baba Karar töreden,karar töreden Tek imdadım Yaradan Büyümesem, büyümesem diyorum
elbette değinilmesi gereken bir konu.. galiba sadece 'doğu' demekle kurtulacağımız bir konu da değil bu.
eğitimi, kültürü gerilerde kalmış, çağdaşlığın berrak vizyonunda yaşayanların bakış açıları altında, köhnediği gün gibi ortada olan bir yaşam kipi olmalı artık töreler.
giderek inançlardan kopmuş, batıl gelenekler biçimini almış, satılan mala dönüşen ve berdelleşip değişimi/mübadelesi yapılabilen metalara dönüşen öğretiler..
kutlarım şairi. toplumsal sanat yaptığı için.. dizelerini bunlar üzerine kurduğu için..
(aşağıda, töreye başka bir açıdan yaklaşan şiir yer alıyor.)
haydi kalk, gidelim! bahar bekliyor! cemre düştü düşecek gül yüzüne kardelen kaçak güreşiyor, güneş azimkâr dereyi sıvamış balçığa, sel vuruyor çeneği soymuş çiçeğe, uğur böceği uçak davul da ne güzel çalıyor bak; inadına vuruyor ha vuruyor; basıyor damarına dek çengilerse cümbüşe doymuş, boğazına kadar.
korkma be; ne derse desin mahalle! severse, zaten sinende kükrer sesin saklasa yüreğin, sanki seninle gidecek sevdâ düğüne ne kalmış şurda; efeleri çağır! tak altınları koluna da, kınaya bula elleri! yavukluma göz koymuş, kalleşin dölü! 'ateş olsa cirmi kadar yer yakar'; çiftesi varmış; salla gitsin! .........
bir gün dönümü, saatlerse zamana isyankâr dam başına kurulmuş tüfekler, ana bacı dinlemez yâr nasıl dayanır, yağmur gibi yağarsa barut? can kalır mı içinde kuşağın? hangi kısrağın huysuzu bilir de tuzağın piçini kişner ihanetin içine? .........
taşa sızan kanlar, nasıl yolunu bulur? kırmızıya mı çalar, boyu devrilesi gün! zaten başak olmaya ramak, buğday sözünü tutar! iş bitmiş olur güze, yakılmaya başlar türküler kefen beyazı sever, çamursa kara toprak hangi kurşun artık, canımı yakar?
suya doydu ya şu tohum; yeminden dönmedi birkaç filize kaldı umudum; ekin’i takmadı hiç güzün düşler gördü horasan, bahara saydı; hasadına taş koydu karabasan, kavladı pus yüreği gözyaşımsa kireç bağladı; kuruttu aşı’nın kökünü iflâh olmadı bir daha; dillerim kesildi fenâ hâlde soldu güllerim.
keşke söylese şimdi gözlerin herşeyi çarkın kestiği şu dilleri, dökse ortaya ben de küssem; dahi sussam sevdâya; başka hangi bağır direnir aşka? yaşar mı sanki o zaman, zeytine kör cüssem? toprağa girmeyen sinemi alsan sıksan ciğerimi, ne kadar incinir? ceza keser felek; sağ komaz canımı hesabını sorar hebânın; öfkesini kusar kader nasıl da çarpar adamı.
ne kaldı geriye resimlerden? nerede şimdi, çay bahçesinden gül kokuları? dikenleri çizse ya elimi, kolumu; kanatsa! zamanın kahrında yanıp, kül oldu hülyâları felek sildi defterden; sanki hiç yaşamadı ataları sevdaları boncuğa dizen şu kankaların, üzerini çizdiler.
ne işlere daldı, bilsen; derneği kurdu anam yedi bitirdi tarlaları babam, ocağına incir dikti; sevdayı da bana sattı gülüm, kendi almadı battı yuvam, aşığın ellerini kırdılar ala göze dönen maşallahı unut, kör ol tefeci! 'yüz görümlüğü' bende; altınları boşver! çok istiyordu ya yerlerde sürümeyi fırfırını pileli eteğini de taşlı yola sermedi hiç, çeyizde kaldı zaten gelinliği. .........
bir zamanlar, aslan kesilen yüreğe bak! masalla büyümüş ya, el bebek, gül bebek; ninnilere bel bağlayan cahil cühelaya çırak safoğlan selefi, neyine senin, kumda oynamak? erken kalkan horoza diş bilerken musalla geceler fena düşer şu feleğin güneşine şeytan musallat olur mu ki hiç, meleğin böylesine?
süte yakışır ya su; beyazı aziz yapar döken ne diye gocunsun?
hani pençelerin? göstersene mavzerin gezine! şu tırnağın, nasıl da siniyor parmağın içine içine! sarılıyor şimdi sinen delilerin hesap, ince beline yâr sanıyor, kevgire dönen yaldızı, sedefi ağıt yakıyor duvağına, teline kan kusuyor...
''Büyümesem mi diyorum'' Çok fazla büyümesine olanak tanınmıyor zaten.Çocuk denecek yaşta kurban ediliyorlar töre denen illete. Derin bir yaraya değinmiş kaleminiz.Kutluyorum duyarlı yüreğinizi,bütün bunların bir gün sona ereceğini umarken. Selam ve saygılarım ile.
ama babalar veriyor aileler yapiyor bilerek. olan güzel kizlara oluyor.ve hala da anlamiyorlar.bu devirde. yüreginize saglik degerli dost. sonsuz saygilarimla.
Hiç büyümesem diyorum Hiç büyümesem baba Okşasan saçlarımı Bakarken gözlerime Masallar anlatsan Uyusam koynunda Mehtaplı gecelerde Hiç büyümesem diyorum Deniz mavisi gözlerim Altın sarısı saçlarım Savrulursa bedenim Görürler,duyarlar Ak saçlara sayarlar Alırlar baba,alırlar Başlık parası Kahrolası töre belası Yanar yürek,evlat yarası Susarsın,sustururlar Zehri balla kustururlar Ezilirsin,üzülürsün baba Belli divan kurulur Bedenimden hesap sorulur Ucuz ölüm,hayra yorulur Direnenler vurulur baba Karar töreden,karar töreden Tek imdadım Yaradan Büyümesem, diyorum
YÜREĞİNİZE SAĞLIK NEDİR NERDEN GELDİ KİMSE BİLMEZ AMA HİÇ KİMSE KABUL BUYURMAZ AMA İŞİNE GELİNCE HERKES KENDİNCE BİRŞEYLER ALIP EVET TÖREMİZ BU NE YAPALIM DER BIRAKALIM SADECE İNSAN OLDUĞUMUZU ANLAYALIM YETER KUTLARIM EFENDİM SEVGİ VE SAYGILARIMI BIRAKTIM
Töreyi birebir yaşayanlardanım ve töre hala devam ediyor. İlginç olan ne bilir misiniz? Töre koyucular kendilerine töreyi uygulamazlar çünkü törenin çok yanlış boyutlarıni gözle görebildikleri aşikardır. Töreye en büyük sebep dayatma ve insanın önüne imkansızlığı koyup kadere teslimiteçiliğine bırakmasıdır.
"Olmaz" sonra kaderdi derler. Oysa Kader ile Töre birbirinden çok uzak mesafededir tıpkı şimdi teknoloji çağında olmamıza rağmen hala 1925-26 yasaların şu anki ihtiyacımıza cevap veremediği gibi...
Oysa İsviçre bize verdiği yasalarını tam tamına 21 kez değiştirmişler. Yasaların uzanamadığı yerde töre, yasaların cevap veremediğ yerde ise insan ihlali başlar. Huzursuz bir aile huzursuz bir toplumun olumsuz temel taşıdır.
Hocamı yürekten kutladım
Dileğim Bu Cennetsel Ülkemizde İnsanların barış, huzur ve sağlık içinde yaşanır olmasıdır.
Ahmet hocam çok sade, sade olduğu kadar içten ve duygulu. Şu çağda halen devam eden "töre" belası. Bu güne kadar terörden bile fazla can aldığını sanıyorum. Bitiremedik gitti şu "töre" yi de, "terör" ü de.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.