0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
983
Okunma
Bal renginde sarı, cılız bir ışık düşün
Kızıl, paramparça bir bulut eşliğinde
Hoyrat rüzgarın savurduğu nağmeleri unut
Ve ardı sıra gelen delice sevmeleri de
Çıplak bir ölü düşün alev alev yanan
Günahlarla ve tövbelerle dolu duaları olan
Akşamın cıvıltılarını da hıçkırıklarını da
Kat ki kavrulsun yüreğim ocak ateşinde
Bir ağaç edin kendine, kuşları ve yaprakları
Olmayan
Bir deniz dalgaları ve maviliği unutulmuş
İçinde sen olmayan garip bir çığlık at
At ki titresin yüreğin bedeninde
Bir ben edin kendi içinde kendine
Öyle bir bak ki derinliğe
Unutulmuş ve eksik kalanları da ekle
Kanasın yüreğim karanlık dehlizlerde
Bir umut edin kendine
Bir yağmurcuk kır çiçeğinin üstünde, titrek
Bir kaplumbağa kabuğu içinde , ürkek
Bir el uzatmak, bir gönlün dışarı çıkarıp
Yunus gibi dile gelmek
Kardelen gibi boynun büküp
Çıkmak ki karların arasından
Bu kadar mı zor
Serçelerin kanat çırpmadığı bir günde
Unutulmuş günahlı köşelerde ağlamak
Titremek, titremek saatlerce sensizliğin arifesinde
Umutların gark olduğu bu şehirde
Güneşin çıkmadığı bir günde
Unutmak bu kadar mı zor ….
Gitmek göçmen kuşlar eşliğinde
Uzak diyarlara, kanat çırpmak varken
Işık süzmelerinin dansını görüp
Yerinde durabilmek bu kadar mı gerçek
Artık bir ben var, bende ki
Senin güftesi yok, ezgileri boş
Yaklaşsam ölürüm, ırasam ölürüm
Orta yolu bulmalı, bulmalı ki
Hayata yön vermeli, yön vermeli