23
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
1584
Okunma
Gönül iklimlerine düşenler; düştükleri topraklarda neler yeşerteceklerini iyi bilen birer damladırlar
Aşkımı ekleyip Cennete yol yapacağım uzayan hasretlerde
Seni geçmişinle beraber resetleyeceğim
ve yeniden doğacaksın kollarımda
gelirim cennete kabul edersen yanına
anlatamam içime sığmayan yanını
yüreğimde koca bir nehir
her gün yeniden akar dağından ovasına
ereceksin huzura bırakarak sol yanını
geçmişimizi alıp atiye vereceğim
Hayatıma sen girdiğin günden beri ömrüm yelpazelerde
Karagözlerine dünyalar sığdıracağım zamanlar olacak
zaman gelecek kucağında cennet çiçekleri açacak
zaman gelecek kollarında uçan bülbül olacak
ve sen her doğuşunda ben yepyeni bir dünya kuruyorum senli
o dünyada çiçek bahçeleri açıyor hep
her çiçekte yeniden sen dalıyorsun içime
her dalışında bende yeniden eriyorum senin yanı başında
ve dokunuyorum senin saf temiz sevdana
Dağı delerken Ferhat; Şirin’den gaybı bilmeyi istemedi ezberden
Adına tutunuyor aşka tırmanan yüreğim
her sen deyişte huzura yelken açıyorum ılık ılık
nazlı çiçeğim, gül bebeğim
ben seni çok seviyorum
evet evet ben, seni senden bile çok seviyorum
tutun yüreğime bırak kendini
aksın tüm çağlayanlarımız beraberce
vadimizde açacak çiçekler kalmasın susuz
Seviler susuz çöllerde yanıp tutuşurken boşa akmasın yar suyun
Dal bir tanem her akıttığım ırmağın suyu sensin
her yeşilin rengi sen
gökyüzüne çıkan her bir damlada efkarım sen
sen başımdaki koyu sevdamsın
içimde oluşan sevgi dönemeci sen
üşüttüğüm sol yanımın harı sensin
dağıttığım efkarımın adısın sen
Çöker içimdeki sancılarım dağıttığın bulutlardaki damlaya
Gel sevgilim gel
sıcak sıcak hülyalarıma gel
gel içinden içiminde içine sevda çiçeği gibi
gir münasip ve mağrur bir edayla
huzurun koynuna gel
işmar et beni
sığ kalan hayat derinliğime
dal eskimiş nişaneleri sök köhne dünyamdan
Nice yollar gidilir atılan adımların ardından dönüp bakmadan
Ve sokul sol yanımdan
sız da kal ortasına ruhumun
bir mavi pencere açayım sana
hayatımın her baharı için
yazı olgunlaştırsın arılar taşısınlar polenlerimizi
renk renk ahenkle tutuşsun güneşimizin alevi
doğrul çabuk kalk oturduğun divandan
sana yazılmamış destanlar okuyayım aslından
Dudaklarına dokunarak dinleyeceğim bu destanlarımızı divanında
Koş sevdamızın son celsesinde ki huzura
haykır içindeki beni
idamına ferman verelim kötülüklerin
ellerimizde meşaleler düşsün yol güzergahına
Yazdığın her kelime ruhumdan gönlüme süzülüyor kor gibi
Sana feda olsun kurban gibi şiirlerim
her kurbanda ezcümle aşk olsun dökülen kelimeler
biçareyiz şu an gönlümüzde salınsın tüm yelpazeler
hadi artık! ben çok yanıyorum…
Ezcümle senli şiirdir aşk
06-01-2010
Hayrettin