46
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
4236
Okunma

Evde, yolda, kahvede fısıldaştı ahali
Dediler; Ne olacak perişan halkın hali.
EVDE fırtına esti bu gün mutfak taraftan
Şiddetinden bardaklar döküldü birden raftan.
Kükredim telaş ile; Deprem mi oldu hanım?
-- Evde pişirecek yok daha ne olsun canım.
Ayın sonu geldi ya dolap boş, sebzelik boş
Açlıktan başım döndü durma sen bakkala koş.
Dedim; Hanım param yok vermez ki veresiye
Bekleyelim bakanı bize zam versin diye.
Ne zaman görür bilmem emekli maaşa zam
Ümit yok ceplerinde varken maaş –ı âzam.
YOLDA yürürken o gün, birden düştüm çukura
Söylendim lânet ettim dizime vura vura.
Söküp söküp takarsın bu ne iş belediye
Yok mu uyarı levhan bu sorumsuzluk niye?
Varıp gelsem kapına etmek için şikâyet
Ordan da kovulurum emekliyim nihayet.
Bize sözünüz vardı kapınız hep açıktı
Şimdi kapı önünde birkaç koruma çıktı.
Girebilmek mümkün mü derdimi anlatmaya
Kafamı dağıtmaya gideyim zar atmaya.
KAHVEDE oturmuşlar insanlar dert yanmakta
Bir çoğu işsiz güçsüz boşluktan usanmakta.
Kiminin sobasında odun yok yakacağı
Evde ekmek bekliyor üç beş can bakacağı.
Nere gitsem dert çile kime koşsam çıldırmış
Parasızlık sefalet yaşamaktan yıldırmış.
Herkes kendi aklınca bir çare bulmak ister
Diyorlar ki; Bu düzen sürmesin artık yeter!
Halkın çoğu çaresiz evden kaçtım ne oldu?
Bir parça umut vardı o da burada soldu.
EVDE, YOLDA, KAHVEDE fısıldaştı ahali
Dediler; Ne olacak perişan halkın hali?
AFET KIRAT
5.0
100% (23)