0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
682
Okunma
Gri bir sonbahar yaşıyor
Olmayan kalbim.
Bulutlar öyle kapatmış ki güneşi,
Hiç var olmamış sanıyorum.
Sağa bakıyor, sola bakıyorum,
Yas tutmaktayım yokluğumun
Kaybettiğim ve aslında hiç olmayan
Beni arıyorum.
Ve bardaktan boşalırcasına yağmur,
Ürkütücü, üşütücü bir rüzgar başlıyor.
İçim ürperiyor.
Ve her yağmur damlası
Su taze bir yarayı nasıl acıtırsa
Yüreğimi de öyle acıtıyor.
Üzerime düşen her bir tane
Sanki yüreğimi deliyor.
Hayal kurmayacak,
Gerçekleri görecek kadar
Cesaretliyim.
Kaçmıyorum.
Meydan okurcasına yürüyorum,
Acılara, sancılara, korkulara.
Kafamı kaldırıyorum
Gömdüğüm çukurdan
Ve bakıyorum
Görmeyen gözlerimle
Herkes ayrı bir telaşta
Mutlu oluyorum insancıklar için
Çünkü hayat toz pembe onlar için
Merak ediyorum.
Sadece ben mi görmüyorum
Gri dışındaki renkleri
Yoksa onlar mı görüyor
Gri dışındaki renkleri.
Usul usul yapraklar düşüyor
Son birkaç asırdır.
Ne zaman gelecek
Beklemekten vazgeçmediğim baharım.
Son umut nevalelerini de harcadım
Göz yaşlarım yaşlanmaya başladı artık.
Bin yaş tanesi birikiyor
Nasırlı gözlerimde
Kirpiklerim ıslanıyor
Ve taşıyor boşalırcasına
Yosun tutmuş yanaklarıma
Suretinden utansın yağmur taneleri
Saflığın, zincirli bir hürriyetin eseri
Göz yaşlarım geliyor.
Yürüyorum, bahara ulaşmak için
Üşüyorum, sıcaklığında ısınmak için
Ağlıyorum, yolun sonunda gülmek için.
Ama vazgeçmiyorum
Her engeli ayrı ayrı zorluyorum.
Öyle oldu ki
Vazgeçmelerin bile vazgeçtiği engelleri
Bir ben aştım
Bir ben taştım setlerden
Yolculuğum boyunca
Herkese bir şey öğrettim.
Azından çoğundan
Uçamayan bir kuş uçtu.
Yüzemeyen bir balık yüzdü
Görmeyen gözler gördü.
Ve vazgeçti vazgeçmeler vazgeçmekten.
Ve her adım bir adım daha yaklaşıyorum sana
Ve her adım bir adım daha yaklaşıyorum sona
Bilmiyorum bu yol mu çok uzun
Yoksa bu ömür mü çok kısa
Gittiğim yerde sen mi varsın
Yoksa depremler geçirmiş
Kırık hayaller mi…