0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1445
Okunma
dünya ilerliyor…Sen,içinde bir yerlerdesin.
gözünü seğirten dalgın bir gülümsemenin ucunda akıtıyorsun zamanı.
kendince memnunsun da,bir yavaşlıkta
bir yerlere varıyorsun…
yakana yapıştırdığın iki yüzlü düşlerden belli ki
dilinin altındaki iniltiye sert yüzlü anlamlar katıyorsun,
donuk gülüşlerinin abajurlarını yakıyorsun yüzünde…
farkında değil misin yüzüne daha çok yakışacak
güneşi açtıran yaşamak velvelesini,gözleri parıldatan bir kaderi
kaçırıyorsun?
bak, it sürüsünü görmüyor musun ? Nasıl da haykırıyorlar sokaklara
histerikli uğultularına bak!
bak da anla biraz !
istasyon tellerine astığın anlar
poyraz esen bir trenden el sallayacaklar birazdan.
kaçırıyorsun onları…
bildim değil mi ?
ben bir falcıyım çünkü,
umut verecek her yalana yaltaklık edebilecek…
ben orada,dünyanın üstünde sana gölge edenim,tependeyim,
içindeki derin sessizliğini duymazlıktan gelenim,
yirmi dört yılın ardından ömründe kalan küsuratım,
ben,sende döllenenim.
beyninde yirmi küsur sürecek bir ağır çekimle
geçmişine bir rol giydirip,
yönetmen koltuğunda seyretsek,
gezdirsek bir kamerayı çevresinde…
Kızıldenizli Firavun duruşun
ılık bir endişenin gölgesine benziyor,
sana benziyor yüzündeki Tutankamon Lahdi’nin
mumyalaşmış gülümsemesi.
Anlamıyor musun hala
ölüm melekleri
her yere,her şeye ölüm bulaştırıyor…
bırak,anlamayıver!Zaman şimdiyi gösteriyor işte.
sav gitsin başından yüzündeki dalgınlığı,
yoksa
fotoğraf olacak bakışların
başka bir zamana doğru akan zamanda…
DELİ SAÇMASI