Ateşimi Islat da Öyle Tutuşayım!
Ateşimi ıslat da öyle tutuşsun yüreğime serptiğin su,
Yağmuruma damla da karışsın içini hürpettiğin kuytu, Tedavi et de beni kendine gelsin aklımı düşürdüğüm su, Gözetle göz aralığımdan bebeğimi de duy içiimdeki gurultuyu.. Ateşimi ıslat da öyle tutuşsun hatıralarımız, Bana bir kez üflemen yeterli o dudaklarınla sönmem için.. Dudaklarını hissetmem için bir tek sözün yeterli.. Bir tek nefesin yeterli beni tekrar tutuşturmak için.. Ateşimi ıslat da gelsin kendine alçaklığın rayihanası, Sarfetmeyen garyanlığım kurulan tezgahlara feryat ederken, Cömertliği can yakan umutlarım rayganlaşırken, Hatıra say fenalığımı, -ki unutulmasın önüme bakmadan gidişim.. Hadi git başka edeplerle ebediyatına, Hadi git şimdi başka kuytularda kapat göz kapaklarını usulca.. Daha ’derin’ bir udeba edin kendine eazim-i mahzende.. Hadi git şimdi de yine olsun sana tutuşmak için bir neden.. Bir beden.. bir neden ile çürüsün yalnızlığa.. Senden kalan en güzel hediye de bu değil miydi ha rayihana güzeli? Bir şirden.. şirime gelen felaketen ihtirasa.. Senden kalan en kötü şey de bu değil miydi ha rayihana güzeli? Hadi git şimdi de öğren yolu.. Geri gelmenin tek yolu budur.. Velhasıl fev asil kalemle tanışmışsındır herhalde, O halde beğen söz tezgahımdan bir elhâsıl.. Senden istenen de zaten budur!!! Devamını yazmak içimden gelmedi.. Kalemimden geldi bırakılası mısraların fenalığı.. Eray DEDİK |
Yağmuruma damla da karışsın içini hürpettiğin kuytu,
Tedavi et de beni kendine gelsin aklımı düşürdüğüm su,
Gözetle göz aralığımdan bebeğimi de duy içiimdeki gurultuyu..
çok beğendim....okunacak bir şiirdi....
kaleminiz var olsun