2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1843
Okunma

yaldızlı geceleri boynuma vurmuş
parlayan yıldızlar gibi
düşmüşüm mecnunsuz yolların toz topaklarına
paçam yerle bir süpürür ardımda kalanları
karalarım gözüme değmiş ay parçalarını
ey yürek sende mi bahtsız kaldın
benim ki senden kara bilirdim meğer
hemhal olmuş muhakemem sahur esna misil
hem zulmet hem tarumar
hilkat zail bu sahurdan beri
noksan kalmış zebanımda nağmeler
göz kirişlerimi tırmalayan asude
gittikçe ırak olan mesafeler
paye paye birbirine dolaşır
iz bilmez hazan bilmez
sekte bilmez lafız bilmez
can mı bildim zahiren bu muzlim sahuru
meftun mu oldum ubudiyet bilmez serabı
vakıf olmayan seciyemdi esasen
oy gönül oy gönül
sefihliğimin hendeklerinde ökseye düştüm
ben hangi yıldıza savursam kılıcımı
hangisi ferağ eder
hangisi geri verir nahoş gönlümü
oy gönül oy gönül
Hakan ERKAYA (Memet Fuat genç şiir ödülü dosyasından)