0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
809
Okunma
sesin boğuluvermişti
sessizlikte
kısacık kestirip
saçlarını
sarıya boyattığın
o yağmurlu
gecenin sabahı
mum yerine hüzün
yakmıştın yüreğime
en çokta duvarlardaki
o güneş bakışlı
devrik çocuk
yandırdı göçebe
çadırımı
yandım onunla
külüm bile tarumardı
bir çırpıda unuttum
kelimeleri
yüreğimin
ateşine saldım
sense taze yaralarını
saramadan bir bozguna
daha uğradın
gözlerin titrek bir
mum alevi gibi anlamsız
izler bıraktı dehlizlerime
devr i lale bile olsa
çiçeğin açmıyor
açamıyordu ki
zaten döküp gitmişti
kanatlarındaki tozu
hiç uçamayasın diye
celladın.
hep mutlu olabilesin diye göz yaşlarımı bıraktım küçük balkonlu soğuk odadaki kırık ranzaya hiç mutlu olamayacağını bildiğim halde.