12
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1392
Okunma
Ne zaman ki çıktım nihâî yola;
Mâzi, gözlerimden akıp gidiyor.
Doğrunun değeri dönmüş kalp pula,
Yanlış; benliğimi yakıp gidiyor.
Değer ne, yargı ne? Kopup dağılmış,
Kıymet, kaliteye revâ değilmiş,
Boyun hakka değil hırsa eğilmiş,
Dünya, prangasını takıp gidiyor.
Geçmiyor elemsiz ne gün, ne hafta,
Eski dostlar şimdi hep ayrı safta,
Nefis Rab edilmiş, burunlar Kaf’ta,
Şeytan bile şaşkın, bakıp gidiyor.
Haklının, haksızın kalmamış farkı,
Güçlü; her bir yöne döndürür çarkı,
Kendi kalemini kırmış da yargı;
İnfazına selâm çakıp gidiyor.
Hiçbir sevda yok ki bedeli âhsız,
Virane gönüller sultansız, şahsız,
Nikâh kaleminin kendi nikâhsız!
Bir ağır bedele çöküp gidiyor.
Sonu geldiğinde bu ince yolun:
Bir büyük vuslat var; Rab ile kulun
Kime faydası var şöhretin, malın?
Her fâni kefenle çekip gidiyor...