13
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2485
Okunma

Boğazın cenneti andıran meltemlerini okşayarak,
hoş kokular bıraktığı yalının
kafesi aşınmış çardağında
sedir boyu uzanmış
yalnızlığım.
Her nefes alışım sürgün kadar uzak
nefes verişime.
Gergefime gerdiğim ipek bezime
nağmelerin ahengi içinde
özlem işlemedeyim.
Elime batan sensizlik ve yitip giden zaman.
Ben sürüklenen zamana teslim ,
aciz ve naçar.
Vücut şehrime her gece çöker,
telve tadı ağırlık ve yalnızlık.
Alıp başını gitmez olur hayalinin sureti
çaresizlik depreşir hücrelerimde.
Yürek bu işte;
ne teselli duyar kulağı, ne nasihat .
Aşkın yanardağından
püsküren lavın şiddetiyle
burcu burcu dökülür alnımdan yokluğun.
Sen ey yâr!
Hitabıma muhatabım olmadın.
Yine ses yok...
O derin sessizliğine saklanıyorsun.
Bir kalp diyarı kapısıdır aşk.
Yâr uzatmaz ise gönlünün elini,
dıştan açılmaz biliyorum.
Yakutun yeşili, zümrüdün kızılı
aşkın boynu bükük kızı...
Bir ömür açılmasa da o kapı
Beklemeyi mahâret addediyorsun.
İNCİ DENİZ
28 ağustos 2:00
5.0
100% (6)