1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1207
Okunma
bütün bildiklerini bana anlat küçük kedicik
neden yalın ayak koşar sabahları serçeler
ölenlerin bir su sesi uğruna öldüğünde
seslerinin neden duru bir su gibi aktığını
bütün bildiklerini anlat bana küçük kedicik
sokak şarkıcılarının sazlarının neden
kollarının açık öldüğünü
rembetikanın kız kardeşi değil miydi
yörük ali efe’nin rüyasına giren
her rüyanın bir al yuvarı olduğu
onun içinde gece masallarının saklı olduğu
komşu ülkeden gelen ırmakların döküldüğü yerin
kalbimin kalbine tam da dokunduğu yer olduğu
doğru değil miydi
bütün bildiklerini unut küçük kedicik
artık ne tersine esiyor yel ne yelin adı
yazılıyor tersinden
sen en iyisi mi bütün bildiklerini unut
ne geldiyse başına bildiğinden geldi
ölümü nefesinden çekmenden
unut unutabilirsen artık kollarında kırılan
kristalleri ve onun izlerini saman yolundan
tarihin saçlarını okşamasını yalandan
unutabilirsen unut bütün olup bitenleri
yeniden yazmaya kalk istersen tarihini
elinden tut şiirin ve acıların tarihini
belki o zaman saçları saman sarısı alevden
bir heykel kulağına fısıldar rüzgârını ihanetin
kimi yolculuklara kimi şarkılarla çıkarsın
tek tek notaları hatırlarsın bir kuşun kanadından
geçen kurşunların açtığı yaradan bakarsın
seni bir avuç çamurdan yaratan gözlerine sihirbazın
gördüğüne inanamazsın küçük kedicik
ben inanamadım elimde dağılan çamurdan kalan
şiire ve onun kalbime verdiği ölüm emrine
sen inan.
5.0
100% (1)