14
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1092
Okunma
Yazmalıyım!
Hala ıslah evleri varsa memleketimin
Ve yol kenarlarında iffetini satanlar benim kadınlarım ise
Başlamalıyım bir ucundan…
Gözlerimi açtım bugün, ülkemi gezdim.
Memleket kokusu hoştu, velakin
Görmekten bezdim…
Ve sahne!
Ülkemin geleceği;
Eli yüzü bali kokusu,
Polis korkusu,
Sonra şubat soğuğu…
Kendini arıyordu altında bir köprünün.
Kadınlar;
Kan revan tezgahındaydılar hayatın
Değersiz satılıyordu iffet
Zamana gergef…
Ecdat utanıyordu yol kenarlarında.
Emekçim;
Ayaz vurmuş yüzüyle ilerlerken evine
Sus payı üç aylığını
Karın tokluğunu…
Kaptırıyordu selamsız bir sokakta.
Gençliğim;
Kollarında düğümler sezdim
Karıncalanmış beyinleriyle
Yeni eğlenceler keşfetmekti sanat.
İlmi kitap aralarına saklamış tepinmekte idiler.
İt barınmaz barlarda…
Daha nice çağa rehin resimler…
Hal böyle iken
Deri koltuklarda, ensesi kalın, elinde puro
Umarsız yüzler geldi gözlerimin önüne.
Kulakları tıkalı ve elleriyle yüzlerini kapamışlardı.
Ne onlar beni duydu, ne ben onları tanıdı…
Madde önünde rükuda duran
Alnı secde görmemiş bedenler
Satıp savmışlardı eldeki tüm merhameti
Ekmek kavgasında nasırlı ellerin kaybetmediği haysiyeti…
Kumar masalarında bırakmıştı vatanımın sözde sözcüleri!
Açlığın sağı solu yok iken,
Bu sahnedekiler neyin nesidir?
Şimdi yıksam ben bu düzeni…
Caiz midir?...
(Biz çağa uymak için bu hale geldik de
Çağı bize uydurmak ya aklımıza yada işimize gelmedi…)
Ayşe Elif OKUR