Okuduğunuz
şiir
30.11.2009 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
DÜŞSEL VEDA...........
Şiir/Düş çelişkisiyle yoğunlaşan şairlerin yaşamdan intihar yoluyla kopuşlarının anatomisi...
Şair, yaşamın temeline protestodur Çığlık çığlığadır, derinden Dizeler sıralar, şiirce Sevinin ve tutkunun en güzel yerinden...
Duygudan doğan gülüşte büyürken Birey, kurgudan ötedir, düşte Derince, yeterince...
İntihar, kaç asırlık çözüm ki inanılası? Mayakovski’nin, Yesenin’in teninden özge Bir su damlası, bir dokunuş, bir ürperti Sonra tütün, sonra duman Korku, en yabansı Ürküten yalnızlıklarda dizge Teslimiyet ve gece Sessizce...
Ses Sessiz ve iz Sizce Masumiyet öteye açılan penceredir gizlice...
Şafak yangınlarında bir avuç uçurum Derince Yüreği kanıyor Pavesa’nın Ezgin ve nice...
Şiirce sızı / ince İç yaşamdan kaçıyor Neruda Her çelişkiden Evrence, ödünsüzce...
Camus ve itiraf Öldürmektir bir anlamda kendini İçsellikten soyutlayarak bilinçsizce...
Kaybolur kimlik, kopan düştür zamandan Şiir kalır geriye Celan’dan ’Zaman Kırmızısı Dudaklarla’.
’Düşü Ne Biliyorum’ da ölümsüzleşiyor, Marmara O andan bir nefes önce Son yaprakları savuruyorken zaman Bir klavsenin sesi duyuluyor sinsice...
Yokluk, kapanan bir perdedir, gizlice...
Necdet Arslan
Paylaş:
5 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Bir şiirde tüm evreni kucaklamış sanki şair... Çoban salatası tadında bir tad bırakmışsa şiir yüreğinde şair, Defalarca okunur yazdığı dizeler, duygu duygu yüreğe çağlar çünkü... Sevgili Necdet Şairim de, evrensel ve çağdaş şairlerin; tadımlık duygularını katık etmiş usta kalemiyle... Kutluyor ve tam puan benden şairime, alkışlarımla...
Onca sorunsal içinde çırpınan bizlere birazcık nefes almayı sağlayan,bizi avutailen tek çıkışımızdır şiirlerimiz. Belki de bu yüzden direnebiliyoruz yaşama. Söyledikleriniz de bu algıyı doğruluyor zaten. Güzel değerlendirmeniz ve paylaşımınız çok saygındı. Şükranla.
Onca sorunsal içinde çırpınan bizlere birazcık nefes almayı sağlayan,bizi avutailen tek çıkışımızdır şiirlerimiz. Belki de bu yüzden direnebiliyoruz yaşama. Söyledikleriniz de bu algıyı doğruluyor zaten. Güzel değerlendirmeniz ve paylaşımınız çok saygındı. Şükranla.
Güzel, duru bir anlatım... Şiirden biraz uzaklaşmış gibi ama anlatım zaman zaman. Durağan bir ritmi var eserin.Dolaylı anlatma fazla tercih edilmemiş. Hüküm cümlelerinin çokluğu belki de şiir havasından uzaklaştırıyor biraz eseri. Tebriklerimle...
Şair, yaşamın temeline protestodur --------------Aynen katılıyorum... Çünkü yazan kalem söylemeye cüret edemediklerini de dile getirendir, çünkü yazan kalem kanayan yaraları anlatırken kendi kanıyor gibi değil herkesin derdinden anlatıyor gibi yazar... Özeldir yazmak...
Tekrar kutluyorum sevgili Hocam..Bu güne, geceye çok yakıştı. Çünkü her yönü ile okuyanı sayfanızdan dolu dolu gönderen bir şiirdi. Şiir yüreğimize hüzün bırakmasına rağmen değerli şairlerimizi sevgiyle anmamıza neden oldu. Emeğinize, yüreğinize sağlık...Sonsuz kutluyorum. Sevgiler. *** Bir aşk cinayetleri vardır, bir de mantık cinayetleri" diyor Camus. Oysa bir de dedikoduya dayalı hukuk cinayetleri var. Üstelik en yaygın olanları onlar. Her gün defalarca ve hep birlikte işliyoruz o cinayetleri. Günün birinde itiraf edeceğimiz cinayetler işte onlar. ******** Henüz 29 yaşındayken "yaşama karşı ölüm" dedi ve intihar etti. Tomorrow Will be Another Day
Belki ona gideriz yarın, Belleksiz sevgiliye, Poplin elli korkak çocuğa, Duyarlığı, unutkanlığının kanı anaya- Ona belki gideriz yarın, Gören gözlü kör güzele, Çılgın gülüşlü bebeğe, Yüreği, sızlanan ruhunun göğü yavrucağa- Yarın gideriz belki ona, Unutuşun türküsü, bekleyiş tortusunda, Esnek kokulu çiçeğe, Kaynak bakışlı Venüs'e-
Nilgün Marma **** ...hicbir tutkunun,o tutkuyu icinde tasiyan kisinin yapisini degistirecek kadar guclu olmadigina inaniyorum.olunebilir,yine de degismez hicbir sey.coskunun dorugu asildiktan sonra, daha once neyse ;hayatini yasamayi surdurur.ya da daha iyisi:kendi gercek kisiligimizi goruruz bunalim sirasinda,bizi dehsete dusurur bu, olaganlik biktirir, ugradigimiz asagilanmanin agirligi olcusunde olmek isteriz belki, ama kendimizden baska suclayacak kimse yoktur.bu yanliz yasami suruyorsam, gunlerimi amacsiz,dunyayla bag kurmakta yeteneksiz geciriyorsam,ona borcluyum bunlari:her seyi ona borcluyum,ama baska biriyle daha iyi olamazmiydim acaba?beni, dogamin istedigi gibi asagilama yeteneginde olan baska biriyle demek istiyorum....
kendini oldurenler-cesare pavese *** Zaman Kırmızısı Dudaklarda Yazar Paul Celan Şiirlerde "düş"e çok büyük bir yer ayırır. Celan. Ayrıca insanı ve doğayı bir yaşam bütünü olarak algılar. Bu yüzden deniz, ağ, balık, yelken, kum, çiçek, kar, buz, taş, bulut, akşam, gece, ağaç (özellikle kavak), yağmur vb. sözcüklerle oynar ve bunlarla da doğadaki canlıyı ve cansızı gözler önüne serer. Sözgelimi bir taş, tıpkı bir buz ya da kum tanesi gibi anorganik yapıya sahip bir nesnedir: İnsanın karşılaştığı, birlikte yaşadığı, cansız ve sert bir nesne. İnsan alnı da aynı sertliği yansıtır. Sevilen kadın ise, Celan'ın şiirinde saç sözcüğüyle somutluk kazanır. Saçların yumuşaklığı ve rengi, belirli duygulara yol açar. Beyaz ya da kül rengi saç ölümü yaklaşan birini simgeler. Deniz simgesi ise, yaşamla hiçlik arasındaki çizgiyi dile getirir. Celan'ın şiirini okumak yetmez, işitmek gerekir. Çünkü ritm, onun tüm özelliklerine hizmet eder. Sözcük kalabalığı yoktur. Her sözün anlamı, büyük önem taşır... Haşhaş ve Bellek ile Zaman Kırmızısı Dudaklarla adlı daha bütünlüklü tanımamıza olanak sağlıyor.
Arka Kapak'tan 1957 yılında Bremer Edebiyat Ödülü’nü, 1960 yılında da Georg Büchner Ödülü’nü kazandı. 1970 mayısında yaşamına kendi eliyle son verdi. *************************************************************** Sayfanızdan hüzünle ayrıldım sevgili Hocam...Şiir beni tüm duygu duraklarında bekletti ve içine aldı..Kalemin ve bilginin gücü içinde okudum. Çok güzel bir anlatımdı. ve onları sevgiyle andım.
Zeynep Nilgün tarafından 12/1/2009 12:05:59 AM zamanında düzenlenmiştir.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.