Okuduğunuz
şiir
30.11.2009 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Dil güdâz
Ulufe vakti bu an, beyt-ül mâl delik deşik, Harem-i izzetimin, odasında talan var. Artık seni saklamaz, azâd etti bu eşik, Bad-el harâb el Basra, evsâfınca talan var. Çöktü ümit köşkünde, salladığın o beşik, Ulufe vakti bu an, beyt-ül mâl delik deşik.
Bekle sabahı bekle, gece katran gece kör, Cırcır böceklerinin, serenadında uyu. Ateş böceklerinin, ışığından cepken ör, Gönül kuyusu delik, çekildi sabır suyu. Görebilirsen eğer, derdin sâf hâlini gör, Bekle sabahı bekle, gece katran gece kör.
Şerm etmeli Kehkeşân, cevrinle ahdi kanat, Fay hatlarım kırıldı, sezâymış öze eza. Sar beni yalnızlığım, çepeçevre sar donat. Bana yorgandır sefer, sana vuslattır ceza, Belki sana yakışan, sanat işte bu sanat, Şerm etmeli Kehkeşân, cevrinle ahdi kanat.
Ne tambur sesi kaldı, ne inleyen ney sesi, Hüzün serencamında, yeşil bakışlı kuğu. Ben mücrim sabahların, tescilli divanesi, Kalmadı gözlerimde, gördüğün eski buğu. Sayende yerle yeksân, mücerred kalp kafesi, Ne tambur sesi kaldı, ne inleyen ney sesi.
Zamana delik açtım, bir ben vardım bir de sen, Şafaklara yasaklı, gönül adlı bu harab. Çığlıklarda üşüsün, öreceğin o cepken, Gölgelere sarılsın, vefa yerine turab. Kalmadı Makberî’nin, rüyalarında desen, Zamana delik açtım, bir ben vardım bir de sen.
Makberî – Ahmet Akkoyun………….29/11/2009……21:25….İst
Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Önce okudum sonra dinledim yine okudum yine dinledim... İçim dolu dolu ve delik deşik bir halde fırtınalarım var dinmeyen... Ve sizi okudukça Deniz durulacak sanırım Selam ve hürmet ile Allah'a emanetsin usta
Ulufe vakti bu an, beyt-ül mâl delik deşik, Harem-i izzetimin, odasında talan var. Artık seni saklamaz, azâd etti bu eşik, Bad-el harâb el Basra, evsâfınca talan var. Çöktü ümit köşkünde, salladığın o beşik, Ulufe vakti bu an, beyt-ül mâl delik deşik.
Her dörtlüğün ayrı bir ahengi ve mana derinliği olan bu eser başlıbaşına mükemmel bir Şahser değerindedir. Elbete bu Şahesere yorum ve eleştri yazılamaz, sadece hak ettiği övgüler yazılır. Bende en güzel övgülerimle sizi yürekten kutluyorum. Tam puanımla MUHABBETLERİMLE...
Zamana delik açtım, bir ben vardım bir de sen, Şafaklara yasaklı, gönül adlı bu harab. Çığlıklarda üşüsün, öreceğin o cepken, Gölgelere sarılsın, vefa yerine turab. Kalmadı Makberî’nin, rüyalarında desen, Zamana delik açtım, bir ben vardım bir de sen.
Makberî – Ahmet Akkoyun………….29/11/2009……21:25….İst
değerli dostum çok güzel bir şiir okudum yine sayenizde, sağolun, Türk Şiiri sizi sevgi ve saygıyla kucaklıyor, kucaklayacak da inşallah, başarılarınız başarımızdır, sevgi ve saygımla, selamlar...
Zamana delik açtım, bir ben vardım bir de sen, Şafaklara yasaklı, gönül adlı bu harab. Çığlıklarda üşüsün, öreceğin o cepken, Gölgelere sarılsın, vefa yerine turab. Kalmadı Makberî’nin, rüyalarında desen, Zamana delik açtım, bir ben vardım bir de sen
evet makberi ye ait şiirlerden biri yine harikasınız gönül sesiniz dinmesin hep söylesin saygım sonsuz yazan kaleme
Zamana delik açtım, bir ben vardım bir de sen, Şafaklara yasaklı, gönül adlı bu harab. Çığlıklarda üşüsün, öreceğin o cepken, Gölgelere sarılsın, vefa yerine turab. Kalmadı Makberî’nin, rüyalarında desen, Zamana delik açtım, bir ben vardım bir de sen.
kelimeler kifayetsiz kaldığı yer işte bu şir tebrikler,ağzınıza yüreeğinize sağlık.....saygılarımla
Makberi Ahmet Akkoyun imzasına layık her yönüyle mükemmel bir şiir... Muhteşem şiiri, seçkiyi ve günün şairi değerli ustayı gönülden tebrik ediyorum... Selam ve muhabbetlerimle...
Zamana delik açtım, bir ben vardım bir de sen, Şafaklara yasaklı, gönül adlı bu harab. Çığlıklarda üşüsün, öreceğin o cepken, Gölgelere sarılsın, vefa yerine turab. Kalmadı Makberî’nin, rüyalarında desen, Zamana delik açtım, bir ben vardım bir de sen.
Ahmet Ağbi güne gelen başarılı dizelerini kutluyorum. Okundukça anlamı artan dizeler. Tebrik ve saygılarımla. Şiirle...
Ulufe vakti bu an, beyt-ül mâl delik deşik, Harem-i izzetimin, odasında talan var. Artık seni saklamaz, azâd etti bu eşik, Bad-el harâb el Basra, evsâfınca talan var. Çöktü ümit köşkünde, salladığın o beşik, Ulufe vakti bu an, beyt-ül mâl delik deşik.
Bekle sabahı bekle, gece katran gece kör, Cırcır böceklerinin, serenadında uyu. Ateş böceklerinin, ışığından cepken ör, Gönül kuyusu delik, çekildi sabır suyu. Görebilirsen eğer, derdin sâf hâlini gör, Bekle sabahı bekle, gece katran gece kör.
Şerm etmeli Kehkeşân, cevrinle ahdi kanat, Fay hatlarım kırıldı, sezâymış öze eza. Sar beni yalnızlığım, çepeçevre sar donat. Bana yorgandır sefer, sana vuslattır ceza, Belki sana yakışan, sanat işte bu sanat, Şerm etmeli Kehkeşân, cevrinle ahdi kanat.
Ne tambur sesi kaldı, ne inleyen ney sesi, Hüzün serencamında, yeşil bakışlı kuğu. Ben mücrim sabahların, tescilli divanesi, Kalmadı gözlerimde, gördüğün eski buğu. Sayende yerle yeksân, mücerred kalp kafesi, Ne tambur sesi kaldı, ne inleyen ney sesi.
Zamana delik açtım, bir ben vardım bir de sen, Şafaklara yasaklı, gönül adlı bu harab. Çığlıklarda üşüsün, öreceğin o cepken, Gölgelere sarılsın, vefa yerine turab. Kalmadı Makberî’nin, rüyalarında desen, Zamana delik açtım, bir ben vardım bir de sen.
Bu şiirin bütününü kendi yorumluk sathımızda yeniden tekrara verme ihtiyacındayım.. Bu ihtiyaç Dil güdâz'ın mükemmelliğinden desem, mükemmeli ne de çok kullanmışız.. Bu ihtiyaç Dil güdâz'ın eline diline ve yüreğine sağlık bölümünden desem, ne de çok dil el, yürek, gönül, ser döş, ve zihn'i kullanmışız ki tekrarı bayatlık verecek.. Şair; diğer manâda şiirin sahibliğine soyunan kişi, ne yazık kikoskoca bir hisler âleminin şaşaasına düşen kilometrelerce mesafeyi, tonlarca ağırlığı, vakar üstü vakarlığı bir kaç santimlik kefeye getirip sıkıştırıyor ve ya iki kelimelik maşallah/inşallah'larla, ya bir kaç hecelik tebrik ve kutlama'larla, şu yüce emeğe zihin yora yora imza koyanı güya taltif ediyor.. Şiir ne kadar muazzamlık gösterse de, şair ne kadar beğenilmekten ziyade inandığı sanatını icraya zaman ve zahmet harcasa da yinelenen ekseri ifadeler bir o kadar zıt mesafelerden O'na derinlikte sığ, takdirde kifayetsiz, edebi icablarda ibretsiz ve emsalsiz hâlleriyle geliyor.. Peki bu durumda şiirin üstadı, hele ki günün şiirine imza koymuş ise günün şairi ne yapıyor? İki kelimelik temennileri, doğrusu en güzellerinden ayırmadan nezaketini gösteriyor.. Halbuki nezaketi hiç de haketmiyoruz biz.. Zira şiiri doğru dürüst bile okumadığımız vâki.. Şiirin derinliğindeki manâ âleminden haberimiz yok.. Şair; deruni kelimeler ve heceler ile hangi sıfatları dikkatimize celbediyor da, biz anlayamıyoruz.. Belki, şiirdeki asliyet veren kelimeleri manâca okuyamıyor, okuyamadıklarımızın mealine bir zahmet kafa yoramıyoruz.. ..Ve yine bir Güya ile bir izan ve mizan âlimliğinin ukalalığına soyunuyoruz.. Netice: etkili yorum bulmakta kesafetteyiz.. Yani kesafet boşluğunu dolduruyoruz.. Halbuki şair olmak bu kadar basitlik verici ifadelerin mahpusluğu mu olmaktı? Yazıkk.. Şu iki kelimelik hâlde acaba hangi gün biraz terfi görebileceğiz.. Günün şiirine sahib değerli Şairim; Bütün bu kısırlığa azabsözler kimseye değil bana aittir, bilesin.. Şiirinizdeki o kemalet yüceliğie düşen suretinizi gönül içi muhabbetimle öpüyor, tebriklerimi arzediyorum Selam ve dualarımla..
....... Ne tambur sesi kaldı, ne inleyen ney sesi, Hüzün serencamında, yeşil bakışlı kuğu. Ben mücrim sabahların, tescilli divanesi, Kalmadı gözlerimde, gördüğün eski buğu. Sayende yerle yeksân, mücerred kalp kafesi, Ne tambur sesi kaldı, ne inleyen ney sesi.
Zamana delik açtım, bir ben vardım bir de sen, Şafaklara yasaklı, gönül adlı bu harab. Çığlıklarda üşüsün, öreceğin o cepken, Gölgelere sarılsın, vefa yerine turab. Kalmadı Makberî’nin, rüyalarında desen, Zamana delik açtım, bir ben vardım bir de sen. ... Agzına, yüreğine sağlık. Gerçekten günün şiiri. Tebrik ediyor, devamını diliyorum. Sağ kaldıkca güzel şiirlerini okumaya devam edeceğim. Selam ve saygılar.
Ulufe vakti bu an, beyt-ül mâl delik deşik, Harem-i izzetimin, odasında talan var. Artık seni saklamaz, azâd etti bu eşik, Bad-el harâb el Basra, evsâfınca talan var. Çöktü ümit köşkünde, salladığın o beşik, Ulufe vakti bu an, beyt-ül mâl delik deşik. *************************************************** Sadece beytül malse delik ve deşik olan Öp bu kadar eksiği başının üstüne koy Hem vatan, hem İnsan'ım cümle değerim solan Oy halime oy benim, çare bulamazsam oy....
Boş söz yazmayan Düşünen ve düşündüren yürekler dert görmesin
Ahmet, senin kaleminin kuvveti kendi yerini tayin etmiş zaten şiirlerinin adı konulmuş bu uğurda mücadele eden ender kalemlerdensin ideolojik ve bilgi donanımı olan eserler hep böyle kalıcı oluyor, okuyucu da bunun farkında hem şiire, hem de genel kültüre katkısı olan kalemini beğenmemek mümkün mü hem de şair duruşunu koruyarak yapıyorsun bunu diğer şiirlerinde ve bu şiirinde de olduğu gibi, duyguların şiirde tek başına bir ordu olmuş bu uğurda verdiğin savaşı taktir ediyorum seni kutluyorum Ahmet yine çok anlamlıydı yine beğeniyle okudum
Ne tambur sesi kaldı, ne inleyen ney sesi, Hüzün serencamında, yeşil bakışlı kuğu. Ben mücrim sabahların, tescilli divanesi, Kalmadı gözlerimde, gördüğün eski buğu. Sayende yerle yeksân, mücerred kalp kafesi, Ne tambur sesi kaldı, ne inleyen ney sesi.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.