bir türkü dilinde salınır genç delikanlının
gözlerinde yaş yolunu unutmuştur artık
deli gibi özlediği hiç düşmemiştir gönlüne
hiç bir şarkı ona söylenmemiş
papatya fallarında hep bir eksik çıkmıştı talihi
başının eğik duruşundan belliydi mağrur hüznü
yıkıntıları vardı her genç yürek gibi
küllenmiş umutlarına kor gibi bir aşkı olsun isterdi
nefes aldığında sadece onun için solumak
yel değirmenleriyle aşkına savaşmak
ve ellerinde tutacağı bir umudu olsun..
canan’ının saçlarından bir tutamı ipek mendilinde taşıyıp
parmakla gösterilsin isterdi ’ne şanslı aşık’ diye
üşüyen parmaklarını, sıcaklığıyla ısıtacak bir çift narin el
gözlerini ondan alamayacak bir deli kız
bir tas çorbayı paylaşsaydı yeterdi olsa bile tek bir kaşık
her gece paylaşılmayı bekleyen bir hayali
yastığının bir kenarında beklerdi
diğer kenarında uyutmayı beceremediği acıları kök salardı
erkekler ağlamaz derlerdi ya

ağlardı

avuçlarına kan otururdu olmazları sıkmaktan
ulaşılmazları arardı
ok kirpiklerinin ıslaklığı ardından
gülerdi

gülerdi ya
kimse güldüğünü görmezdi..




syrus







sitemiz üyelerinden "karanlik_kalem" e ithaf olunur, iyi nöbetler Gio