“ Protesto Bir hece fazla zannı veriyor. ”

Zannı mı?

Hece zanla yan yana gelmez.
İç durak farklılıkları bu zannı verir.

Parmakla bile sayamayanlara abaküs kullanmasını tavsiye ederim.

“ Senin adın irtica, gericiymiş (!) meğerse “

“MÜRTECİ olacak. Olay İRTİCA...”
“ Olacak ”
Emredersiniz!
Başka emirlerinizde varsa onları da maddeler hâlinde alalım!
………………………………

İrtica ile mürteci arasındaki farkın ne olduğunu, gerek anlamsal gerekse Arapça dilbilgisi kuralları ( emsile) biliyoruz Onur Bilge hanım.
Burada kastedilen “ hortlayan “ diye dillere dolaştırılanlara göndermedir.
(Biraz edebî sanatları okumanızı tavsiye ederim)

“ Protesto şiiri durduruyor. Bir hece fazla zannı veriyor. ”

Yabancı kelimelerin hepsi şiire belirli bir (olumsuz anlamda) farklılık verir. Ama yine bu şiirdeki amacın ve yazılma zamanın ortamını anlatmak için bilerek kullanılmıştır ve doğru kullanılmıştır.( 90’lı yılları hatırlayanlar bilirler)


" RÜYASI olmaz. RÜYAMIZ olur. HÜLYA ile değişebilir."

Allah Allah ! Neden olmuyormuş?
Noktalı virgül ( ; ) aksesuar olarak mı konmuş oraya?
Ha şunu deseydiniz bir miktar anlayabilirdim belki;
“ …….bizlerin rüyasında “ denilebilir miydi?
Evet o şekilde de olabilirdi..

“ Tebrikler...”

Hiç gerek yok..

Konuya edebî olarak vurgu yaptığınız ve bu şiiri asmadan önce aynı konu ile bağlantılı Mustafa Ceylan hocam ile yaptığımız bir konuşmaya habersiz temas ettiğiniz için teşekkür ederim Muammer Akman bey.

Aslında, Türkçeye Arapça ve Farsça dışındaki kelimelerin çok yakışmadığını düşünüyorum.Belki de hiç kullanmamak daha iyi. Ama tek hece olup tekten daha çok ses ihtiva eden ve bu babda değerlendireceğimiz kelimeler dilimizle uyum içinde olanlardan da olabiliyor.

Ne yapmak gerekir ve doğrusu nedir?
Çok tartışıldı belki çok daha da tartışılacak..
Mustafa Ceylan hoca bu konuda şöyle düşünüyor;

“ eskiler KAFİYE GÖZ İÇİN Mİ, KULAK İÇİN Mİ diye senelerce tartışmışlar. Her ikisi de kendi açısından haklıydı. TRAŞ--göz için-hece tek hece ------ T(I)RAŞ---kulak için-hece-iki hece
Benim şahsi görüşüm;
KAFİYE, madem ki ses benzeşmesidir; böyle tarif edilir; bazen tek bir harf bile kafiye olmaktadır, yani aslında SES'tir kafiye olan, şu halde, yazılışın sonunda KULAĞA GELEN SES e göre HECE hesabı yapılmalıdır. Nitekim, halk Edebiyatımızda PELTEKNAMELER var ki, tamamen ses örgüsüyle yazılmaktadır.
Yani,
Bana göre TRAŞ yazılmakta ancak iki ses verdiği için (TI ve RAŞ)---2 HECE sayılmaldıdır.(yazılmayan ancak duyulan bir sesli harf vardır) Düşüncem budur hocam.”

Bence burada Mustafa beyin haklı olduğu ve benim de katıldığım yönler var. Ama dil bilimcileri Nuh diyor Peygamber demiyor. Konuşma dili ile yazı dili farklıdır deyip “ kelimedeki sesli harf toplamı hece sayısını belirler “ diyorlar..

Traş ( tıraş), Tren ( tiren) gibi kelimeler bir ara sesi duyuruyor gibi..
Acaba, “ Protesto “ gibiler de aynı sesi duyuruyor mu?

Paratesto – ( “ para “ başka bir anlam ifade ediyor), perotesto, Pirotesto ( “ Pire “ başka bir anlam ifade ediyor – Pırotesto, purotesto – ( “ puro “ başka bir anlam ifade ediyor, pürotesto..
Tek kullanılabilecek olan sanırım “ pırotesto “
İkisi yan yana geldiği zaman acaba hangisindeki ses daha belirgin?
Protesto mu?
Pırotesto mu?

Düşünmek lazım…

Bir hikâye vardır anlatılır..

Yeni hocalardan biri cemaate namaz kıldırırken zammisûre olarak “ veylülli külli “ yi seçip bir türlü sonunu getiremeyince cemaatin yaşlılarından biri dayanamamış ve;
- Yahu hocam! Mis gibi ihlas sûresi varken ne işin vardı veylülli külli ye bulaştın…

Şahsen her arkadaş gibi ben de buraya başka bir kelime koyabilirdim. Ama bütün samimiyetimle bunların tartışılmasını, konuşulmasını arzu ediyorum.
En uygun yer de kendi bahçemiz :))

Eyvallah!

Sn. Mürsel Emre Doğan

Peygamber Efendimizden (sav.) ve diğer verdiğiniz örneği bence bir kez daha düşünün ve bana yazdığınız bu cevabı kıyaslayın. Acaba sizin de "beni hiç tanımadan hakkımda kehanette bulunmakta su-i zan değil midir ?
Beni tanımadan, hakkımda hiç bir fikir sahibi olmadan suçlar tavırda yazdığınız bu cevap sizce az da olsa kul hakkına girmez mi ?
Ben her gün görünen gerçeklerden bahsettim ve... ve tıpkı sizin gibi şahsi görüşümü sanatkârın sayfasında paylaşma hakkımı kullandım !
Sizin karşınızda 18 li - 20 li yaşlarda toy, mahallede kanı kaynayan arkadaşlarıyla konuşup kendi kendini gaza getiren o yaşların heyecanıyla oraya buraya saldıran biri mi sandınız ?
Ben sayfaya tekrar dönüp sizin yorumunuzu okuduğumda size cevap yazmış mıyım ?
Konumuz örtünmek konusu değildir... Bilakis mecazen kullanılmıştır... Hiç bir iktidar ve parti gözetmeden, kollamadan ülkede yapılan pislikleri, suç dosyaların bile isteye örtmektir. Daha önce de aklamalar-paklamalar yaşandı ve hâlâ yaşanmaktaı maâl esef bu ülkede.
Geçmişten bu yana şu lanet olası 'dokunulmazlık zırhı' kaldırılsaydi; önerdiğiniz üzere, isim yaza yaza bu sayfa yetmezdi !
Başbakanlık-Bakanlık-Milletvekili sıfatına erişmiş (!) insanların üzerinde hâlâ bir çok leke var ! Vergi kaçakçılığı, evrakta sahtecilik, kalpazanlık, görevi su-i istimal etmek, rüşvet alma, ihaleye fesat karıştırma, vs. vs... uzarrrr gider. Sahi, hiç mi duymadınız ? Hiç mi okumadınız ?
Peki bu sıfatı taşıyanlar bu lekelerin kalması ve temize çıkabilmeleri için hiçbir girişimde bulundular mı ?
Bence bana cevap yazıp vakit kaybetmektense; bahsettiğim konuları izleyin!
Sanırım sayfa sahibi Sn. Oflu Hoca akıl, ifade ve yetenek olarak bana cevap yazamayacak yetersizlikte değildir değil mi ?
Bunları cevaben bana yazarken; değerli hocayı ezip geçebilme ihtimalini hiç düşündünüz mü ?
Sizce, Oflu Hocam bana neden bu sayfada cevap yazmadı ?
Sayfasında saygısızlık yapsam; Oflu hocam benden çekinecek değildir. Buradan ya da özel mesajla cevap yazabilir ya da engelleme hakkını kullanabilirdi değil mi ?

Bahsettiğim üzre, yoruma açılmış bir sayfada "tıpkı sizin gibi" fikrimi yazabilme hakkımı kullandım...
Yenilerde moda olduğu gibi icazet almam gerekmiyordu sanırım ?

Bu sayfada konunun daha fazla uzaması hocama saygısızlık olur.
Siz özel mesajla fikrinizi paylaşmak yerine burada ders verir ya da had bildirir gibi tavrınız hoşuma gitmedi.
Cevaben yazacağınız bir konu olursa; sitede tarafımdan engellenmiş hiç bir üye yok, rahatça yazabilirsiniz.
Buı sayfada tekrar cevap yazarsanız; hocanın sanatkârlığına hürmeten saygı sınırlarını aşmadığınız sürece size cevap yazmayacağım.
Hayırla Kalın
Saygımla

..Adı Romantik olan kardeşim ,haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır ,diyor Efendimiz(sav)..susmak istedim bu yorum gözüme çarpınca ,sonra bu hadis cevap verme gereksinimi uyandırdı ben de..ben bu yoruma OFLU ağabeyin daha mantılklı ve doyurucu bir cevap vereceğini düşünmüştüm..şöyle demişsiniz :

Şimdilerde örtünüp yahut örtünmeyi dini gereklilik, dine bağlılık, dinin kuralları diye önplana çıkarıp,
din kisvesi altında pazarlayanlar... ve... (kerameti ab+d'den menkul hocaların) dizi dibinde görünen,
İslam şuuru aldık diye övünüp kendini böyle tanıtıp halkı kandırarak !...

Bu hakaretin adresi o kadar geniş ki ,resmen Ömer Öngüt misali saldırıvermişsiniz her tarafa..size göre makbul olan müslümanları veya grupları söyleseydinizya biz de bilseydik..insan bilmediğinin cahilidir..tanımadığınız insanlara hakaret etmek doğrusu ,en hafif ifadesiylecehalettir..nefsini bilen Rabbini bilir..Rabbini bilen de kendi müslümanlığını yaşar ve bilmediği şeylerle ilgili su-i zanda bulunmaz...

Örtü giyenden tutup da insanların saygı duyduğu insan ve değerlere varana değin hakaret etme hakkını kendinizde nasıl buluyorsunuz ve bir de böyle insanler için değerli şairden şiir sipariş ediyorsunuz..

Kimin Allah için hizmet ettiğini ve Allah yolunda olduğunun kararı size ait değildir, hiç değilse bilmediğiniz konularda susmayı denemelisiniz veya iyi düşünmelisiniz , çünkü birilerini yaftalamanın size getireceği olumlu bir şey yoktur ve hakiki bir müslüman da asla başkası hakkında emin olmadan hüküm vermez...

İnşaallah bazı yanlış düşüncelerinizin düzelmesi için Rabbim yardımcınız olur...

.....Bu cevabı sayfasından vermek zorunda kaldığım için de Emin ağabeyden özür diliyorum...