3
Yorum
0
Beğeni
4,0
Puan
1433
Okunma
Van Gogh’tamı eski
gurbet çalardı Paris’te
portresi miydi
kar yağmış empresyonist yüzünüz
fırça darbeleri
aldatmış mı sizi
üzdünüz
hangi türden bir resimdi
müze görevlisi
karşılardı sizi
şaştınız
şaşırttınız
kastınız
kasıldınız
sonra unuttunuz bizi
zaman size koşut olan yön
baktınız
dileğiniz
son
çıkınca içinden çıkmaz sokakları ömrün
sade bir serenat yoksunluğu kalacaktı gece
ve siz geçerken bu resimli caddeden hafta sonları
şairliğim yakalardı uçup giden bir anı
çay ısmarlardınız özür bahanesi gibi bir şey
inanmazdım ama içimde dağılan o gözlerin uğultusunu
çekip gitmek geçerdi içimden bu derin ahenkli ortamı
bırakıp yüzyıllık yalnızlığıma sığınarak devirip dolapları
bi başka gün
umutla takılan
yani hiç mi şarkınız olmamış
erken sabahlarda
neşeyle okunan
faruk tabak
4.0
100% (1)