10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
999
Okunma
Sirenler çalıyor, şehrin ölümü yakın
Bağışlayın beni yazmak gelmiyor içimden.
Ne kadar da saf bir sevdaydı
Kuşun kanadında dünyayı turlardı.
Nazlı sazım, bir de kara yazım, kalemim
Bağışlayın beni yazmak gelmiyor içimden.
Kahır doluyum, dudaklarından düşmeyen bir kelime
İçin gömüldüğüm yalnızlıklar içinde.
Her sabah umudum olurdun
Kahrolası dünyaya karşı
İyiliklerle boyamak için dünyayı.
Sarılmayı bekleyen yaralarının içinde
Zehir olurdu gülüşün
Ben bilemem dağların arkasını
Efkâr biriktiriyorum,
Geceleri koynuma almak için
Sandalım olursun batarım denizlerde
Yakamozların ellerimi yakar.
Serap olursun çöllerde
Susuzluğum kalır hançer yemiş bağrıma.
Her sabah neşem olurdun
Kahır dolu saatlerin ucundan
Doğan güneş misali.
Kederlerimi alıp gidesim gelirdi
Gözlerinin ışığı altında
Ölümünü bekleyen serçe misali.
Her sabah umudum olurdun
Kahrolası dünyaya karşı
İyiliklere boyamak için dünyayı.
Bıraksaydın da ben kötü kalsaydım
Çalmasaydın
Neşe dolu sabahlarımı.
Bağışlayın beni yazmak gelmiyor içimden.