14
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
2318
Okunma

Günahlarından yana içi yanan bir kulun yakarışıdır bu mısralar
Mukadderata boyun eğmişim
Sen kulum demezsen
Hayat bir mahbes
Ben sana geldiğimde
Yarab duama icabet ettiğinde
Sadrım açılır
Gönül telime konan
Elem kuşları havalanır uçardı
Külle meftun ciğeri yanık cüz...
Hayrı söylemeye sonsuz hevesli
Kötü söylemlere memhûr
Bir dil istiyorum
Cömertliğin dalına tutunup
Cemali ve cenneti arzuluyorum
Beni ben olduğum için seversin
Sen kulların gibi değilsin
Günahlarıma rağmen
Yinede beni red etmez
Son ana kadar tövbeleri beklersin
Yorulduğumda sana koşar ruhum ve tenim
Senden başka kimim var ki benim?
Ben geldim
İki büklüm olmuş
Kamburuma dayadığım bir heybe
Kusurlarım envai bin çeşit
Ne olur rahmet nazarıyla dokun
Bütün mücrim zerrelerime
Sen razıysan insan olmak ne güzel
Riya gurur hırs ve intikamın
Kalbimi mesken tutmasın korkuyorum
Suret-i insan olmak kolay
Hakiki kul olmak çok ama çok zor .
Hicret ettiğim gün dünyadan
Ya Resulallah
Şu kendini bilmez mecnuna
Muhacirlere açılan nâsır kapıları gibi
Şefaat kapını açsan
Aldanışımın resmidir günahlarım
Ömür denen sermayem
Eridi zamanın insafsız kollarında
İNCİ DENİZ
Küll: Hep-tüm. Bütün cüzlerin şumul ve istiğrak üzere ifadeleri.
Mahbes: Hapishane
Memhûr: Mühürlenmiş
Nâsır: Ensarın cemisi yardımcılar
Sadr: Kalp-göğüs-ön.
Mısralarıma güzel yorumuyla değer katan Mustafa Doğan beyfendiye sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum .
5.0
100% (9)