3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1314
Okunma
Bir uzak olmuşsun yine, yakından çok işte...
bir nehir,
bir dağ aşıpta,
edilen seyyar laflarımda...
Burası başka bir diyar uzak mı uzak,
göç alıyor gönlümden...
Bir tünelden geçerek o sokakta beklerdim
Bir elde gül yanaklım,
bir elimde saçının teli
Terk-i düşlerimden atıyorum bu kahrımı
Yastık-yorgan ikileminde eksiliyorum
Güneş, zaman geçtikçe içine kapanıyor
Takvimlerden düşünce şuursuz kimliğimle,
bütünümden intihar ediyorum...
Kardeş dert dinler! kardeşim ben nerde eksiğim?
Mehtabımın latifesine yavaşça gülümsüyorsun
Dalgalar köpürürken parmak ucu ıslaklığında,
bir yenisi daha gelicek diye...
Hayatsızca yaşıyorsun ’hayat’ adını giydirip,
çekiyor diken gibi bu yüzden acıyla...
Bağırdıkça susuyorum...
Yediğim o elmanın, o dalımın,
diğeri gibi...
Beklentilerdeki soğuk bir son,
ölüm sandığını açınca,
koca bir süpriz bırakıyor beyaz gülücük...
Hayatımın ön sözüne işliyorum en özel bakışlarını
Nefesini dikiz aynama sıkıştırıp takip ediyorum,
yol boyunca tekrar tekrar...
Aynı eskilerin yaptığı gibi,
anılarıma sarıyorum,
kokunu sarıyorum, bir kıyafetini de üstüme geçirip...
Bir dokunuşun ucunda yine tenini hayal ediyorum
Yarım kalmış kalbimin yakını,
çoktandır ben,
evet... çoktandır,
unutulmuş bir duvar saatinin bitmiş ruhu gibi,
eksiğimden geriye sayıyorum...
Emre Evren Yalçın
’benimle olma! benim ol, benim...’
5.0
100% (2)