0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1063
Okunma
Uyandı gece ve uyandırdı beni.
Gençlik ve dinçlik,
Yorgun, uykulu gözlerin karanlığa gizlenip görmediği
Dindi rüzgar ve indirdi beni.
Esintisiz bir keskinliğe büründü;
Zihnim ve gözlerim gibi.
Konuşkan yoldaşlar edindim;
Hevesli ve sadık.
Bulutlar, yıldızlar
Ah, söyleyecek ne çok şeyleri var görmüş geçirmişliklerinin!
Bundandır, anlatırken daima susuyorlar.
Aynı yere bakıyorum;
Aynı dünya, aynı toprak, aynı gecenin kokusu
Çok şey istiyor,
Her adımımda yüklüyor
İstemiyorum.
Yok olmak var lakin bilmiyorum.
Bir seyahat, geçtim ve geçtim.
Arkamdan yüründü elbet
İşte o,
Eteğim
İzler bırakır elbet,
Bende değil.
Eteğim arkamdan ve eteğimin uçları
Topluyor, toplamış
Yerlerde kalanları.
Ne mavi ne mor.
Sarı?
Görmedim bile.
Kızıl dostlarım kızıl!
Kan eteklerimin ucunda ağırlaşan!
Ne ateş, ne kor.
Sırrı?
Ne sırrı var ne cevabı,
Duymadım bile.
Kan, Kan kızılı o kızıl
Siyah eteklerimin gizleyemediği,
Eteklerimin uçlarında ağırlaşan.
Şüphesiz ki seçeneksiz, şüphesiz ki bitmeyecek
Sürgün değil, seyahat demeyi yeğlerim ben.
Siz bıkmışlar,
Siz korkmuşlar,
Duyguları kokmuşlar
ve evet siz
Bir ses var havada, kulaklarınızdan hiç gitmeyecek
Uzaktan bak, içine girme
Daima tazedir yersiz.
Turist ol, sadece turist
Geçerken aynı yerlerden kapa gözlerini,
Sadece gözlerin alışırdı zaten, bırak onlarda yabancı kalsın
Ruhun gibi turist...